6’lı Masa, 7’li Koalisyon
En son örneğini 6’lı masada gördüğümüz koalisyon girişimi hasbelkader seçimi kazanırsa bu çok partili koalisyonun da diğerleri gibi uzun süreli olmayacağı ve istikrar getirmeyeceği ortada.
Koalisyon hükümetlerinin ülkemizdeki geçmişi ile ilgili daha önceki yazılarımda bilgi vermiştim. 1950 yılında CHP’nin iktidarının sonlanıp çok partili siyasi hayata geçilmesinden 10 yıl sonra, 1960 askeri darbesiyle karşılaşan devletimizin darbeden hemen sonra 1961 yılında CHP-AP ortak hükümetinin kurulmasıyla koalisyon hükümetleri ile tanıştığını; sonra da koalisyonlardan ve istikrarsız hükümetlerden kurtulamadığını daha önce yazmıştım.
En son örneğini 6’lı masada gördüğümüz koalisyon girişimi hasbelkader seçimi kazanırsa bu çok partili koalisyonun da diğerleri gibi uzun süreli olmayacağı ve istikrar getirmeyeceği ortada.
Adına Millet İttifakı dedikleri bu koalisyonun esasen 1950 den beri tek başına iktidar olamayan CHP’yi tek başına iktidar yapmaya çalışmak için geliştirilen bir planın parçası olduğunu görmek için müneccim olmaya gerek yok. Koparılan fırtınalara bakmayın. Türk milliyetçiliği fikir hareketine karşı en büyük kıyımların yapıldığı 1960 ve 1980 darbelerinden sonra bile iktidar olamayan CHP’nin bu defa 7’li koalisyon planıyla iktidar olması, MHP’den ve AKP’den koparılan insanlarla yapılan planlar sonucunda MHP’yi ve AKP’yi yıpratarak CHP’yi tek başına iktidara getirmek için kurulmuş partilerin desteğiyle iktidara gelmesi mümkün görünmüyor.
CHP’nin seçmen oranı 1950 yılından bu yana pek değişmemiş. 1950 yılındaki genel seçimlerden sonra tek başına iktidar olamayan CHP’nin iktidarı kaybedeceğini anladığı 1950 seçimlerinde bile, esasen Demokrat Parti’li olan Peyami Safa’yı ve bir kısım DP’lileri ikna ederek listelerinde yer verip seçimlere girdiği günlerden beri kendi kadrolarıyla yüzde 25’i geçemediğini herkes biliyor. CHP’nin o yıllardan beri sağ partilerden bazı şahısları ikna ederek seçim kazanmaya çalışmasının demokrasi tarihimizde başka örnekleri de çok. Mesela 1977 yılında Adalet Partisinden istifa ettirilen 11 milletvekilinden 10’una bakanlık verilerek kurulan Bülent Ecevit hükümeti bunun en belirgin örneklerinden biri… Yine teşkilatlanmasını tamamlayamadığı için 2018 yılında yapılacak genel seçimlere katılamayacak olan İYİP’e CHP’den danışıklı olarak ayrılan milletvekilleri ile gurup kurdurularak genel seçimlere katılmasının sağlanması da aslında bu günkü CHP’yi tek başına iktidara getirme planının bir parçası olduğu açıkça görülüyor.
6’lı masanın cumhurbaşkanı adayı olarak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklandığı pazartesi gününün akşamında Habertürk televizyonuna çıkan HDP eş başkanı Mithat Sancar’ın Kemal Beyi partilerine davet ederek kendisine destek olabileceklerini açıkladığını siz de izlemişsinizdir. Biz de bu zamana kadar 6’lı masanın örtüsünün altında HDP’nin de bulunduğunu daha önce yazmıştık. Gelinen aşamada bunun da doğru olduğu, 6’lı masa koalisyonun 7’nci ortağının HDP olduğu, hatta 8’inci ortaklarının da TİP olduğu ortaya çıkmış durumda. Diğerlerini yazmıyorum; siz farkındasınız.
Şimdi hala kendisini Ülkücü ve Türk Milliyetçisi olarak gördüğünü söyleyen bazı arkadaşlara şu soruyu sormak istiyorum:
HDP’nin ve 8’inci ila 9’uncu ortaklarının içinde bulunduğu koalisyon hakkında ne düşünüyorsunuz?
Önümüzdeki genel seçimlerde HDP’nin ve 8’inci ila 9’uncu ortaklarının içinde bulunduğu koalisyonun adaylarına oy verecek misiniz?
Oy verecekseniz, sonraki aşamalarda vicdanınızın bu konuda sizi rahatsız edebileceğini düşünüyor musunuz?
