Akdeniz’deki milli çıkarlarımıza uzanan ellere ne oldu?

12.08.2020
624
A+
A-

Yapılan işin anlam ve öneminin farkında olmayan bazı insanların “Bizim Suriye’de, Afrin’de, Elbap’ta, Libya’da ne işimiz var?” diyerek yükselttikleri sesleri, Libya ile yapılan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Anlaşmasından sonra biraz alçalsa da; Mısır ile Yunanistan arasında bir kaç gün önce imzalanan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nce de desteklenen Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşmasından sonra, Türkiye yönetiminin sınır güvenliği ve Akdeniz’deki milli çıkarlarımız bakımından Afrin ve Elbab ile Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki sömürgecilerce desteklenen terörist guruplarla yapılan mücadelesinin haklılığını ve Libya ile yapılan anlaşma gereğince o ülkenin güvenliği ve Akdeniz’deki milli çıkarlarımız için yapılması gerekenlerin devlet ciddiyetiyle yapıldığını görünce tamamen kesilmiştir.

Salgın nedeniyle tüm Dünya’da olduğu gibi bir miktar geçici ekonomik sıkıntılarımız olsa da ülkemizdeki huzur ve güven ortamında sıkıntı yoktur. Bu huzur ve güven ortamının da verdiği rahatlıkta, sırf siyasi husumetleri nedeniyle, devletimizin haklı ve gerekli dış politikasını insafsızca eleştirenlerin bazı gerçekleri fark ederek seslerini kısmaları, hatta iyice susmaları mutluluk verici bir şey ise de bu konuda hala yeterli bilgi sahibi olmadıkları görülmektedir.

Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde Amerikalı bir şirketin PKK /YPG terör örgütü ile üç beş gün önce yaptığı petrol üretim anlaşması ile Libya’da Amerika tarafından desteklenen Hafter’in Mısır’daki Sisi ile aralarından su sızmayan ilişkileri, hatta Lozan Anlaşmasını 15 gün sonra imzalayan ve Lozan’da masada delegesi bile bulunmayan Yunanistan’ın Mısır’la olan kardeşliği Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelere hizmet etmeyeceğine göre, kime hizmet edecektir?

Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşin’e göre, ABD’li şirketin YPG/PKK ile yaptığı petrol üretim anlaşmasıyla “Bu ayın sonunda Cenevre’de yapılması planlanan Suriye anayasa komitesinin 3.tur görüşmelerinde YPG’nin legal temsilci olarak masaya oturtulmasının hedeflendiği, ayrıca Mesut Barzani’ye yakın Suriye Kürt Ulusal Konseyi ile YPG/PKK’nın entegrasyonunu sağlamayı hedeflendiği” açıktır ve bu anlaşmayla terör örgütüne önemli miktarda para aktarılmasının yolu açılmıştır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Abdallık üzerine birkaç söz

Türkiye ile Libya’nın yaptığı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması özellikle Yunanistan’ı kullanarak Türkiye’yi Akdeniz’de 41 bin metrekarelik bir alana hapsetmeyi planlayan sömürgecilerde ve onların kullandığı Yunanistan’da panik yaratmıştır. Libya’nın Birleşmiş Milletler tarafından tanınan ve Ulusal Mutabakat Hükümeti olarak bilinen meşru hükümeti ile Türkiye arasında yapılan bu anlaşma ile sömürgecilerin Türkiye’yi Akdeniz’de 41 bin metrekareye hapsetme planları deşifre edilip bertaraf edilmiştir.

Şimdi iyice anlıyoruz ki, sömürgeciler ve işbirlikçileri devletimizin bekasına yönelik saldırılar için planlar yapmaya ve uygulanmaya devam edeceklerdir. Fakat kimsenin şüphesi olmasın, bu devletin devamlılığı ve milletimizin bekası için hiçbir fedakârlıktan kaçmayan vatan evlatları oldukça, sömürgecilerin ve onların işbirlikçilerinin planları deşifre edilip etkisiz hale getirilecek, devletimiz sonsuza kadar yaşayacak, milletimizin huzuru devam edecektir.

MHP Genel Başkan Başdanışmanı Sayın Prof Dr Ruhi Ersoy’un da dediği gibi: “Arkanda duran değil, arkasında durduğun sana üslup, adamlık, zarafetle birlikte, yiğitlik öğretir. Türkiye’nin içerde ve dışarıda verdiği mücadelesi devletimizin ve Türk Milletinin istikbali ve milli ülkümüzün gereğidir.”

Yeter ki kimin ve hangi değerlerin arkasında duracağımızı bilelim.

Hüseyin Nihal Atsız’ın şu sözü de huzur ve güven içinde oturduğu yerden devlet işlerini ulu orta eleştirenler içindir.  “Devlet işlerinin şakaya, korkaklığa, iltimasçılığa, patavatsızlığa tahammülü yoktur.”

Sağlıkla kalın.

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.