Anneler Günü

Anneler Günü’nün nereden ortaya çıktığı ile ilgili birçok rivayet bulunmaktadır.

Anneler günü geleneği, Antik Yunanların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlar. Antik Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa’nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça Kibele onuruna kutlarlar.

Bunlardan en çok konuşulanı ise ABD’nin Virginia eyaletinde ikamet eden öğretmen Anna Jarvis isimli bir kadın, 1905 yılında vefat eden annesi için her yıl kutlama yapmak ister. Bu kutlama ilk kez, 1908 yılında bir okulda 407 çocuk ve anneleriyle gerçekleşir. Anna’nın bu girişimi, temsilciler meclisi tarafından uygun görülmez, resmiyete konmaz. Anna bu durumu, medya ve politikacıların önde gelen isimleriyle paylaşır, bu çabalar sonunda 1914 yılının ikinci pazarı anneler günü olarak ilan edilir.

Bir diğer bilgiye göre, ABD Başkanı Woodraw Wilson, 1914 yılında yayınladığı kararname ile Mayıs ayının ikinci pazarını Anneler Günü ve resmi tatil ilan eder. Daha sonra dünyadaki birçok ülke bu tarihi Anneler Gününü kutlamaya başlar.

Türkiye’de ise Anneler Günü’nün mayıs ayının ikinci pazarında kutlanması Türk Kadınlar Birliği’nin girişimleriyle 1955 yılında kabul edilir.

İngiltere gibi diğer bazı ülkelerde Anneler Günü değişik günlerde kutlansa da, en yaygın şekliyle Mayıs ayının ikinci haftasında kutlanır.

Anneler günü, anneleri onurlandıran özel bir gündür. Bu günde annelere çeşitli hediyeler alınarak ziyaret edilir. Hasta ve bakıma muhtaç annelerin rahat etmeleri için günümüz şartlarında önlemler alınır.

Bir gül ile gönlü alınan ana,

Hiçbir zaman da gönül koymaz sana.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2020 Raporu:

2020 Yılında Erkekler Tarafından 300 Kadın Öldürülür. 171 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulunur. Aynı Platformun 2022’nin ilk 4 aylık verilerine göre de 47 kadının öldürüldüğü bildirilir.

Kadın cinayetlerinin kökeninde, Aile içi tartışma, aldatma, kıskançlık, namus, geçimsizlik, ekonomik sorunlar, işsizlik, psikolojik rahatsızlıklar, töre, boşanma ya da boşanma talebi. Cinayet faillerinin büyük bir çoğunluğunun öldürülen kadınların kocaları ya da akrabası, tanıdığı olduğu görülür.

Türkiye’nin bir diğer kanayan yarası da Çocuk Gelinler.

Çocuk gelin, fiziksel, fizyolojik ve psikolojik açılardan evlilik ve çocuk doğurma sorumluluğu taşımaya hazır olmadan evlendirilen kızlara verilen addır.

‘Çocuk’ ve ‘erken evlilik’ kavramları toplumlara göre değişiklik gösterse de Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası belgelere göre, on sekiz yaşının altında evlenen tüm kız çocuklarına “çocuk gelin” denilmektedir.

Erken yaşta evlilik veya çocuk yaşta yapılan evlilik olarak ifade edilen kavramlar 18 yaş altındaki ‘çocuğun’ evlenmesidir. Erken yaş evliliğinin şekli kültürden kültüre değişiklik gösterse de küresel olarak evliliğin 18 yaşından önce geçekleştiği ve özellikle ataerkil toplumlarda görülerek önemli sorunlar yarattığı genel kabuldür. Çocuğun biyolojik gelişiminin tamamlanması, kendi duygularını tanıması, hayatını nasıl devam ettireceğine karar vermesi gibi durumlar belirli olgunluk gerektirmektedir. Bireylerden gelişimleri tamamlanmadan evlilik ve çocuk sahibi olma sorumluğunun beklenmesi sağlıksız sonuçlara neden olmaktadır.

Gerek Türkiye’de gerekse dünyanın çeşitli bölgelerinde yürek burkan bir durum olarak devam eden ‘çocuk gelinler’ konusu, uzmanlara göre sosyolojik bir sorun. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde erken yaşta yapılan evlilikler, hem kırsal hem de kentsel bölgelerde varlığını sürdürüyor.

Kadın cinayetlerinin birçok sebeplerinin olduğunu biliyoruz. Günümüz yasalarına göre Yasak olsa da, kadın üstüne kuma giden, para karşılığı gelin giden çocuk gelinleri, ayrıca kendisinden çok yaşlı kişilerle birinci veya ikinci eş olarak evlendirilen çocuk gelinleri duyuyoruz. Bu çocuk gelinlerin yaşadıkları travmaları hesap etmeyen ana ve babaların hangi töre, hangi sosyal ve ekonomik baskılar altında oldukları bilinse de, günümüzde hala, gizli kapaklı imam nikâhı ile birinci veya ikinci eş olarak evlendirilen çocuk gelinleri de duyuyoruz.

Bu yıl ki analar gününde, tüm anaların analar gününü kutluyor, saygı ile önlerinde eğiliyorum. Çeşitli nedenlerle öldürülen kadınlarımıza da rahmetler diliyor diliyorum. Nur içinde yatsınlar.

Öldürülen kadınlarımızın ve çocuk gelinlerimizin sorunlarının bir an önce çözülmesini yöneticilerimizden bekliyorum, bekliyoruz. 2022 yılında bütün anaların, analar günün kutluyor, barış içinde özgürce yaşamalarını diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.