Arıların insan yaşamımdaki önemi

06.10.2021
717
A+
A-

Arıların insan yaşamımdaki önemi

Kısa bir süre önce Ege ve Akdeniz Bölgelerimizde çıkan orman yangınlarında 85 Bin futbol sahası büyüklüğünde orman yandı. Manavgat’ta 30 Bin, Bodrum’da 12 Bin 600, Marmaris’te 8 Bin ve Güzelbağ çevresinde yaklaşık 6 Bin 500 hektar orman zarar gördü. Tabii ki bu yangında ağaçlarla birlikte birçok canlı da telef oldu.

Ben bu yazımda orman yangınında telef olan arılardan ve arının insan yaşamındaki etkisinden bahsedeceğim.

Bildiğiniz gibi sebzeler ve meyveler tozlanma yoluyla döllenerek meyve ve sebze verirler. Bitkilerin tozlanma yoluyla döllenmesi rüzgârla da olur; fakat genellikle bitki döllenmesi bitki çiçeklerine konan arıların bir bitkiden diğerine geçtiklerinde önceki bitkilerden vücutlarına bulaşan polenlerin sonraki bitkilerin polenlerine bulaşmasıyla olur. Bu sebeple insan neslinin tükettiği sebze ve meyveler genellikle arılar tarafından döllenirler. Arılar insan yaşamının vazgeçilmezi olmasına rağmen insanlar bunun farkında değildir. Hem anız ve orman yangınlarında, hem zirai ilaçlar sebebiyle milyarlarca arı telef olmaktadır. Fakat insan bilmez ki, arı nesli yok olursa, insan nesli en fazla 4 yıl yaşayabilir.

TÜİK’in 2020 verilerine göre Türkiye’de bal üretimi 104 Bin 77 ton, balmumu üretimi ise 3 Bin 765 ton olarak görülüyor. Bir kilo bal için yaklaşık bin işçi arı çalışıyor. Bir ton bal için bir milyon işçi arı gerekiyor. 100 Bin ton bal içinse ne kadar arı gerektiğini siz hesaplayın. Normal şartlarda bir bal arısının ömrü 6-7 hafta kadardır. 6-7 haftalık ömrü boyunca bir işçi bal arısı yaklaşık bir çay kaşığı kadar bal üretir. Bir kilo bal yapmak için bir arı kolonisi 14 Milyon çiçeğe konar. Bir kilo bal için 3 kilo kadar meyve nektarı toplamaları gerekir.

İlaveten şunları da söylemek isterim: Arılar daha önce gördükleri insanların yüzlerinin özelliklerine ve detaylarına dikkat edebiliyorlarmış ve tekrar gördüklerinde o insanı tanıyabiliyorlarmış.

Arılar 2 göze sahip gibi görünseler de aslında 5 gözleri varmış. Bizim bildiğimiz 2 gözünün arasında arıların ışık yoğunluğunu yorumlamalarına yardımcı olan 3 gözleri daha varmış.

Kraliçe arılar hayatları boyunca, diğer arılardan farklı olarak, yalnızca arı sütü ile besleniyorlarmış ve bir kovandaki arıların çoğu dişiymiş; ama yalnızca bir tane kraliçe arı varmış. Kolonideki 100 Bin civarındaki arıdan sadece birkaç yüz tanesi erkek arıymış.

Bir arının tüm ömrü boyunca çalışıp didinerek ürettiği balı insanlar bir bardak ıhlamuruna katarak birkaç dakikada tüketiyorlar. Bir arının bir çay kaşığı kadar bal üretmek için 6-7 haftalık ömrünü heder etmesi insanlara ders olması gerekirken, hiçbir katma değer üretmemiş, hayatı boyunca hazır olanı tüketmekle vakit geçiren insanlar bile hayatın boş olduğundan, yaşamaya değmediğinden bahseder dururlar. Oysa Dostoyevski’nin bahsettiği gibi; “Büyük bir akıla ve derin bir yüreğe sahip olanlar acı çekerler”, Tolstoy da; “Sadece derin sevgisi olanlar derin acıyı hissedebilirler,” diyor.

Orman ve anız yangınları insan neslinin geleceği için büyük bir tehlike yaratıyor. Arıların yok olması halinde insan neslinin ve diğer canlı yaşamının en fazla 4 yıl devam edebileceğini bilmek, çok büyük bir farkındalıkla doğaya sahip çıkmamız ve canlı yaşamına duyarlı olmamız için yeter de artar bile…

Kısa bir süre önce Ege ve Akdeniz Bölgelerimizde çıkan orman yangınlarında 85 Bin futbol sahası büyüklüğünde orman yandı. Manavgat’ta 30 Bin, Bodrum’da 12 Bin 600, Marmaris’te 8 Bin ve Güzelbağ çevresinde yaklaşık 6 Bin 500 hektar orman zarar gördü. Tabii ki bu yangında ağaçlarla birlikte birçok canlı da telef oldu.

Ben bu yazımda orman yangınında telef olan arılardan ve arının insan yaşamındaki etkisinden bahsedeceğim.

Bildiğiniz gibi sebzeler ve meyveler tozlanma yoluyla döllenerek meyve ve sebze verirler. Bitkilerin tozlanma yoluyla döllenmesi rüzgârla da olur; fakat genellikle bitki döllenmesi bitki çiçeklerine konan arıların bir bitkiden diğerine geçtiklerinde önceki bitkilerden vücutlarına bulaşan polenlerin sonraki bitkilerin polenlerine bulaşmasıyla olur. Bu sebeple insan neslinin tükettiği sebze ve meyveler genellikle arılar tarafından döllenirler. Arılar insan yaşamının vazgeçilmezi olmasına rağmen insanlar bunun farkında değildir. Hem anız ve orman yangınlarında, hem zirai ilaçlar sebebiyle milyarlarca arı telef olmaktadır. Fakat insan bilmez ki, arı nesli yok olursa, insan nesli en fazla 4 yıl yaşayabilir.

TÜİK’in 2020 verilerine göre Türkiye’de bal üretimi 104 Bin 77 ton, balmumu üretimi ise 3 Bin 765 ton olarak görülüyor. Bir kilo bal için yaklaşık bin işçi arı çalışıyor. Bir ton bal için bir milyon işçi arı gerekiyor. 100 Bin ton bal içinse ne kadar arı gerektiğini siz hesaplayın. Normal şartlarda bir bal arısının ömrü 6-7 hafta kadardır. 6-7 haftalık ömrü boyunca bir işçi bal arısı yaklaşık bir çay kaşığı kadar bal üretir. Bir kilo bal yapmak için bir arı kolonisi 14 Milyon çiçeğe konar. Bir kilo bal için 3 kilo kadar meyve nektarı toplamaları gerekir. 

İlaveten şunları da söylemek isterim: Arılar daha önce gördükleri insanların yüzlerinin özelliklerine ve detaylarına dikkat edebiliyorlarmış ve tekrar gördüklerinde o insanı tanıyabiliyorlarmış.

Arılar 2 göze sahip gibi görünseler de aslında 5 gözleri varmış. Bizim bildiğimiz 2 gözünün arasında arıların ışık yoğunluğunu yorumlamalarına yardımcı olan 3 gözleri daha varmış.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Sosyal medya ile algı peşinde olanlar özür dileyecekler mi?

Kraliçe arılar hayatları boyunca, diğer arılardan farklı olarak, yalnızca arı sütü ile besleniyorlarmış ve bir kovandaki arıların çoğu dişiymiş; ama yalnızca bir tane kraliçe arı varmış. Kolonideki 100 Bin civarındaki arıdan sadece birkaç yüz tanesi erkek arıymış.

Bir arının tüm ömrü boyunca çalışıp didinerek ürettiği balı insanlar bir bardak ıhlamuruna katarak birkaç dakikada tüketiyorlar. Bir arının bir çay kaşığı kadar bal üretmek için 6-7 haftalık ömrünü heder etmesi insanlara ders olması gerekirken, hiçbir katma değer üretmemiş, hayatı boyunca hazır olanı tüketmekle vakit geçiren insanlar bile hayatın boş olduğundan, yaşamaya değmediğinden bahseder dururlar. Oysa Dostoyevski’nin bahsettiği gibi; “Büyük bir akıla ve derin bir yüreğe sahip olanlar acı çekerler”, Tolstoy da; “Sadece derin sevgisi olanlar derin acıyı hissedebilirler,” diyor.

Orman ve anız yangınları insan neslinin geleceği için büyük bir tehlike yaratıyor. Arıların yok olması halinde insan neslinin ve diğer canlı yaşamının en fazla 4 yıl devam edebileceğini bilmek, çok büyük bir farkındalıkla doğaya sahip çıkmamız ve canlı yaşamına duyarlı olmamız için yeter de artar bile…

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.