Bankadan kredi çeken şahıs borcunu ödeyemeden ölürse, banka kredi alacağını kimden tahsil edecek?

07.10.2020
2.275
A+
A-

Bankadan kredi çeken şahıs borcunu ödeyemeden ölürse, banka kredi alacağını kimden tahsil edecek?

Bankalar bir istekliye kredi verirken, kredinin bir kısmını kredi masrafı olarak kestiği yetmiyormuş gibi bir de krediyi ilgilinin hesabına aktarmadan önce kredi borçlusuna zorunlu olarak hayat sigortası yaptırmakta ve kendi zorlamasıyla yaptırdığı hayat sigortası için gerekli parayı da vereceği krediden keserek, söz yerindeyse krediyi kuşa çevirmektedir.

Eğer kredi ödemesi bitene kadar kredi borçlusu vefat etmezse bir sorun çıkmamaktadır. Fakat kredi borçlusu kredi ödemeleri bitmeden vefat ederse, hele hele vefat sebebi sigortacıya bildirilmezse, mesela kredi alan şahıs kalp veya kanser hastası olduğu halde bunu bankaya veya sigortacıya bildirmemişse o zaman kıyamet kopmakta, kredi alacaklısı banka sigorta şirketine müracaat ederek alacağını kolayca tahsil edebilecekken bunu yapmayıp, ölenin mirasçılarına icra takibi başlatarak alacağını mirasçılardan tahsil etmeye çalışmaktadır.

Çünkü birçok banka aynı zamanda bir sigorta şirketinin de ortağı olduğundan, kredi alacaklarını iştiraki olan sigorta şirketinden tahsil etmek istememektedir. Sigorta şirketlerinin bir kısmı da ölenin hastalığını sigorta şirketine beyan etmediğini bahane ederek sigorta yaparak prim tahsil ettiği riski ödemek istememektedir. Dolayısıyla hayat sigortası yaptırarak primi de peşin ödeyen kredi borçlularının mirasçıları mağdur olmaktadır

İşte bu tür bir davada verilen kararı inceleyen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, hayat sigortası poliçelerinin krediyi veren banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiğini belirttikten sonra, “Tüketici kredisi sözleşmesinde ve tüm sigorta poliçelerinin üzerinde kredi veren bankanın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, davacı banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Davalıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırmıştır. Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi, lehtar konumunda olduğundan bankaya karşı tüketicinin … sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkânı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık oluşturur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  26 Ağustos ve Boyacıoğlu Mehmet Çavuş

Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dâhilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir. Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler.

Bu nedenle banka alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir. Medeni Kanun’un 2. maddesinde, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, tüm hukuki yollar davacı banka tarafından tüketilmeden mirasçıya karşı takip başlatılmış olması, dürüstlük kuralına uygun düşmemektedir.” şeklinde bir karar vererek, aldığı kredinin teminatı olarak hayat sigortası yaptıran ölenin mirasçılarını rahatlatmıştır.

Yargıtay’ın bu kararına göre, kredi verirken kredi çeken müşterisi için hayat sigortası yaptıran bankaların kredi borçlusu öldüğünde alacağını önce sigorta şirketinden talep etmesi zorunludur.

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.