Basında bir fidan: “Nereden nereye?”

Mümtaz Boyacıoğlu
Mümtaz BOYACIOĞLU: Emekli öğretmen, Şair, Yazar ve Araştırmacı. Bu zamana kadar çok sayıda gazete ve dergide makaleleri yayınlandı. Kaman tarihi, kültürü ve yaşantısı üzerine çok fazla kaynak ve bilgiye sahip. Ülkemizdeki ilk Abdallar Derneği Kurucu Başkanı ve ilk defa Abdallar Festivalinin organize eden kişi. Yayınlanmış 4 adet kitabı mevcuttur.
01.04.2023
1.203
A+
A-

21. yıl önce Kaman Ak Haber Gazetesinde yayınladığım ilkyazımı okumanız için tekrar sizlerle paylaşıyorum:

Kaman Ak Haber Gazetesi’nin 17 Nisan 2002 tarihli 96’ıncı Sayısında; “BASINDA BİR FİDAN” başlıklı ilkyazımı yazdım.

Kaman’daki ve genel yaşamımda yer alan, yılların bilgi birikimi olan araştırma, inceleme, Eğitim – Kültür, gelenek – görenek ve söyleşilerimin yanında daha çok da Mustafa Kemal Kaman’da, Dadaloğlu Kaman’da, Ceviz ve Lokman Avşar Kaman’a, Abdallar Kaman’da ve daha nice başlıkta yazılarımı Kaman Ak Haber Gazetesinde yazmaya başladım. Yazdığım yazıların sayısı yüzleri geçmiştir belki de.

Bu yazım yıllarında;

“BEN ŞİİRİM” kitabımı 2005 yılında,

“BEN DE ÇOCUKTUM ÖZLEMLERİMLE” kitabımı 2011 yılında,

“KARARTILAMAYAN IŞIKLAR – KÖY ENTİTÜLERİ” kitabımı 2018 yılında,

“MUSTAFA KEMAL’İ GÖRDÜM KAMAN’DA” kitabımı 2022 yılında,

“ANA” Çocuk gelin kitabımı 2022 yılında,

“NÖÖRÜYON” kitabımı da 2022 yılında okurlarıma sundum.

“BEN ŞİİRİM”, “BEN DE ÇOCUKTUM ÖZLEMLERİMLE”, “KARARTILAMAYAN IŞIKLAR – KÖY ENTİTÜLERİ” kitaplarımı 1000’er adet kendi olanaklarımla bastırdıktan sonra eş, dost, arkadaş, akraba ve meslektaşlarıma para almadan dağıttım. Hatta şehir dışında olanlara kargo parasını da ödeyerek gönderdim.

Bu üç bin kişiye hediye ettiğim kitaplarımın çoğunun okunmadığını da tespit ettim. Üç bin kişinin yaklaşık yüz kadarından teşekkür ve övücü sözler alabildim. Bu arada, “Bu kitabı sen mi yazdın? Biraz kapsamlı olmuş,” diyerek benim yazmadığıma inanarak dudak bükenleri de gördüm.

2022 Yılı Eylül ayı içinde; “MUSTAFA KEMAL’İ GÖRDÜM KAMAN’DA”, “ANA Çocuk Gelin”, “NÖÖRÜYON” isimli üç Kaman kitabımı birden yayımladım. Ekonomik şartların getirdiği yükle fiyatlar almış başını gitmiş. Bu nedenle kitapları bastırmamda hayli zorlandım. 8-9 Ekim 2022 tarihinde Kaman Ceviz Festivalinde belediyemizin kurduğu kitap imza standında, diğer yazar ve şair arkadaşlarımızla yerimizi aldık. Sanki kitaplarımızı satıp parasını ödeyecekmişiz gibi.

Kitapları para ile sattığımızı duyanların çoğu, elindeki kitabı evirip çevirip, sonra gelir alırım diyerek uzaklaşırken ne söylediklerini duyamıyoruz. Üç bin kitabımı dağıttığım 20-30 kadar öğrenci ve dostlarım onurlandırıcı sözlerle kitabımı satın aldılar. Üç kitabın ederi 100 lira olduğu halde, iki günde 2 Bin Liralık kitap satabildim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Yeni Seçim Kanunu ne getiriyor?

Bu imza gününde dikkatimi çeken ve ben çok duygulandıran bir anımı da anlatmadan geçemeyeceğim. “Masanın üzerinde dört çeşit kitabım var. 10-12 yaşlarında bir öğrenci geldi, kitapları tek tek inceledi. “MUSTAFA KEMAL’İ GÖRDÜM KAMAN’DA” kitabını biraz fazla inceleyerek, -“Bu kitap kaç lira,” diye sordu. -“35 Lira,” dedim. Hiçbir şey söylemeden kitabı bırakıp gitti. Ertesi gün sabah saat dokuzda aynı öğrenci gelerek, “MUSTAFA KEMAL’İ GÖRDÜM KAMAN’DA” kitabını alıp elindeki parayı bırakıp giderken öğrenciyi çağırdım, yanıma alarak kucaklayıp öperek ve buğulu gözlerimle bir resim çektirebildim. Kitabın parasını neden aldığımı bilmeden, hala o günün ezikliğimi ve utancını yaşıyorum. Bu öğrenciye borcumu ödemek için arıyorum. Yardımcı olacak herkese şimdiden teşekkür ediyorum.

Birçok yazılarımda Kaman’ın sorunlarını ve sahipsizliğini, yukarıda saydığım konuları defalarca yazdım. Hiçbir eleştiri alamadığıma da üzülüyorum. Ya gazete okuyan yok, ya da, okuduğunu anlayan yok. Facebook da bazı yazıları okumadan beğenerek “tık” eden pek çok da, yorum yok, okuyan yok, paylaşan da yok. Halkımızın içinde fazlaca aydınların olduğu halde, sigara parasına kitap almayan öğretmenleri de gördüm.

Mümtaz hocam, -“Yolların bozukluğunu, çarşı trafiğinin çekilmez olduğunu ve benzeri konuları da yaz,” diyenler de oldu. -“Kendiniz yazıp Kaman Ak haber Gazetesi ayağınızda,” diye yol gösterdiklerim de oldu.

Ayrıca Kaman’ımızın sahipsizliğini, boş kamu binalarının olduğunu, bu binaların değerlendirilmesi konularında uyarılarda bulundum. İlçemize yapılması gereken hizmetleri seri halde yazarak görevlilere çağrıda bulundum.

Sabah erken kalkıp güneşin doğuşunu seyreden kişiden aydınlığı sorabilirsiniz. Bu aydınlığı siz de görmek için ertesi gün erken kalkıp güneşin doğuşunu izledikçe yaşama ne kadar geç başladığınızı anlayacaksınız. Vakit geçmiş olmayacak. Sizi ve diğerlerini görenler çoğalacak ve aydınlık günleri hep birlikte göreceksiniz. İşte bu aydınlığın kaynağı da kitaplar, gazeteler ve yazılı basındır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Çanakkale Geçilemedi

Kamanın gözü kulağı olan “KAMAN AK HABER GAZETESİ” gibi boyutları küçük, sayfası az ama halk üzerindeki etkileri büyük gazetelerin yayınlanmaları ekonomik zorluklar nedeniyle zora girse de ilçemizin usta kalemi İbrahim AKTÜRK, haberleri, gazete yazılarını ve köşe yazılarımızı www.kamanakhaber.com internet sayfası ve sosyal medya üzerinden yayınlamaya devam ediyor. Bu nedenle yazılarımızı artık internet üzerinden takip edebilirsiniz.

Evet.

Çağ teknoloji çağı, akıp giden zaman, fakat kitap okumada, “NEREDEN NEREYE” geldik.

Kaman Ak Haber Gazetesi’nin 17 Nisan 2002 tarihli 96’ıncı Sayısında yayınlanan ilkyazımdaki düşüncelerim ile bugünkü düşüncelerim arasında bir fark yok. Üzücü olan ise o zamandan bu yana okurlar olarak bir adım düzeme ya da ilerleme olmaması.

İşte;

21. yıl önce Kaman Ak Haber Gazetesinde yayınladığım ilkyazımı okumanız için tekrar sizlerle paylaşıyorum:

BASINDA BİR FİDAN

“Bazıları basit görür. Şöyle başlıklarına yalandan bir bakar. Everir, çevirir, buruşturur atar. Kim yazmış, ne yazmış, nasıl yazılmış? Bu tarafı ile pek ilgilenilmez. Hatta dudak bile bükenler vardır. Kimi parçalar rüzgârların önünde köşe bucak savrulurken birçoğu da paket sarmaya yarar. “KAMAN AK HABER”de böyle görülen böyle düşünülen yerel bir gazetedir bu türden.

İki kardeş bir fidan dikmiş. BASINDA BİR FİDAN. Adına da “KAMAN AK HABER” koymuşlar. Hem “KAMAN” hem de “AK HABER”. Ak adıyla, ak yolda yılmadan ilerler dileğim.

Basılacak yazı sıkıntısı. Haber sıkıntısı. Okuyucu sıkıntısı. Ekonomik sıkıntı. Üst üste gelince bunların hepsi, bu işlerin kolay olmadığını iki kardeş yaşar. Böyle bir gazeteyi dışarıda bulmak ve okumak, insanı Kaman’da hissettiriyor. Kaman haberi ile Kaman’ı soluyorsun. Havasını suyunu içine çekmiş gibi oluyorsun.

Köy Enstitüsünü bitiren bir öğretmen çalıştığı köyün yaşamını aynen yazar. Sonunda bu yazılanlar “BİZİM KÖY” diye bir kitap olur. Yazarı da Mahmut Makal’dır. Çoğu okurlar bu kitabı okumuşlardır. Okuyanlar, hem köylerindeki yaşamlarından, hem de kendi düşüncelerinden bölümler bulmuşlardır bu romanda. Kaman’da Köy Enstitüsü mezunu bir öğretmen ağabeyinle Bizim Köy’ü konuşup tartışırken aynen şu cümleyi söyledi. ‘Mümtaz. Bu ‘Bizim Köydekilerin hepsini yaşadık. Fakat yazma gereğini duymadık. Kitapların böyle yazılacağını düşünmedik. Onun için yazmadık,’ dedi.

Doğru. O köy hayatını pek çok kişi yaşadı. Fakat yazmadı. Bazıları yazamadı. Yazanların çoğu da yazdığına pişman ettirildi. Yazmak öyle kolay değil. Bilgi ister. Beceri ister. Yürek ister. Zaman ve zemin ister.

Eleştiri kolay. Biz toplum olarak iyi, kötü her şeyi eleştiririz. Öyle kolay ve ucuz ise bu iş, işte size zemin. İşte size AK HABER. Yazalım. Okuyalım. Okutalım. Bu fidanın büyümesi için bir bardak suda biz dökelim. Gazetemize yağmur olalım. Güneş olalım.

Değerli meslektaşım, değerli arkadaşım, Emekli Öğretmen Yaşar ŞAHİN bir köşe edinmiş KAMAN AK HABER’de. İncelemiş, araştırmış, yazmış. Daha da yazıyor. Kendisini candan kutluyorum.

Gözlerinden rahatsız olmasına rağmen gönül gözüyle görüyor. Gönül gözü ile yazıyor.

Yaz YAŞAR’ım yaz.

Yazdıkların, bakıp da göremeyenlere ışık tutsun. Aydınlatsın onların yolunu.

Benim hakkımda da bir şeyler yazıp köşende yer vermişin. Çok sevindim. Hem gönül köşende, hem de yazım köşende beni hatırlaman beni çok duygulandırdı. Eline sağlık. Diline sağlık. Yüreğine sağlık. Çalışmalarının ve tüm başarılarının her zaman yanında olduğumu bilmeni istiyorum. Gözlerinden öpüyorum. YAŞAR’cığım.

İşte böyle sevgili hemşerilerim. AK HABER’le dikilen basın fidanına, Yaşar Şahin’in önderliğinde başlatılan sulama ve büyütme kervanına bu iki satırla bende katılmak istedim.

Diliyorum bu kervan gittikçe çoğalır.”

29.03.2023 Salı

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Duyarlı olalım

Mümtaz BOYACIOĞLU

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.