Benim ilk öğretmenim anam.

Mümtaz Boyacıoğlu
Mümtaz BOYACIOĞLU: Emekli öğretmen, Şair, Yazar ve Araştırmacı. Bu zamana kadar çok sayıda gazete ve dergide makaleleri yayınlandı. Kaman tarihi, kültürü ve yaşantısı üzerine çok fazla kaynak ve bilgiye sahip. Ülkemizdeki ilk Abdallar Derneği Kurucu Başkanı ve ilk defa Abdallar Festivalinin organize eden kişi. Yayınlanmış 4 adet kitabı mevcuttur.
25.11.2020
672
A+
A-

24 Kasım 2010 Öğretmenler Günü

Daha emeklerken, ocağa yaklaşırken “cıs yanacaksın”la başladı anamın öğretmenliği. Kim bilir kaçıncı ninnisini dinledim kucağında emzirirken ve saçlarımı bir tarafa eliyle tararken. Bir aslanın avına atladığı gibi “düşeceksin yavrum,” ataklığı ile kaçıncı kurtarıştı kim bilir?

Sabah güneşi, gizlendiği Baran Dağının ardından kızıllığını yayarken “haydi kalkın yavrum, okula geç kalacaksınız” diye usulca fısıldaması ve ılıkça okşamasıyla uyanırken boynumuzdaki o sıcak elini hissetmenin tadını kim unutur ki.

Akşam karanlık basarken ders çalışmamız zorlaşırdı. Gaz lambasını yakarak sınırlı kullanırdık ekmek tahtasının üstünde. Kolumuzla hızlı bastırınca üzerimize doğru yıkılan lambanın camı kırıldığı gibi anamın, “aman yavrum yanacaksınız,” derken kaplan pençesi ile önce bizleri kurtarırdı sofraya dağılmış ateşten.

Seçerek ayırdığı şeker ve diğer sevdiğimiz yiyecekleri hak ettiğimiz zaman ödül olarak verirdi ayırım yapmadan. Her ne kadar ayırım yapmasa da bizler dikkat ederdik azlığına çokluğuna, büyüklüğüne küçüklüğüne.

Sanmayın ki anamın öğretmenliği bir gün bitti. Hayır, hep devam etti öğretmenliği okuduğum sürede. Meğer ne cevhermiş anam. Doçentliği, Profesörlüğü ömrünün sonuna kadar devam etti de daha da devam ediyor. Hangi bir anısını, hangi bir sevecenliğini, hangi bir hoşgörüsünü, çevredeki hangi bir paylaşımını yazacağımı bilemiyorum.

Anamla birlikte toprağa da sevdam arttı beraber çalıştıkça. Toprağın canlılara verdiği ürünleri topladıkça biraz daha derin vururduk kazmayı. Tavında da suyunu verince hep gülerdi toprak anamla bana. Hiçbir şeyini esirgemedi bizlerden. Hani Veysel diyor ya, “Karnın yardım kazma ile, bel ile, yine karşıladı beni gül ile,”ve “anam topraktan kazandı, bizleri okuttu alın teri ile.”

Ben hiçbir zaman anamın gözünde büyüyüp kocaman bir adam olamadım. Anam da benim gözümde hiçbir zaman öğretmenliğini kaybetmedi.

Babamı da soracaksınız, siz sormadan ben söyleyeyim. Bu yaşamın her kesitinde babam da müdürümüzdü. Fakat anamın projelerini uygulayan bir müdürdü.  

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Kırşehir ve Kaman’ın kısa siyasi tarihi

Ana kucağından okula gidinceye kadar, okulda okuduğum yıllar ve yaşam boyu anamdan öğrendiğim insan sevgisini, doğa sevgisini, çalışma isteğini. Kitapsız, kalemsiz, deftersiz verdiği bilgileri öğretmen okulundan kazandığım mesleki bilgilerle harmanlayarak kullandım 28 yıl. Arkadan kum gibi kaynayıp gelen bu sermayeyi yaşamım boyu hala harcıyorum bir türlü bitmiyor. 

Çalıştığım yıllarda, kalbi delik olan Mukaddes’i, lösemi hastası olan Ayşegül’ü, kalbinden hasta Murat’ı kaybetmenin acısı içimde hep bir çizik olarak kaldı. Yaramaz Abdullah’ı, koşarken düşen Ali’yi, kalemi defteri olmayan diğer öğrencilerimi de hiç unutmuyorum. Öğrencilerimin pek çoğunun iyi yerlerde olmaları ve bunca yıllardan sonra bile hala görüşmemiz beni mutlu ediyor.

Öğrencilerimin günaydın demelerini, teneffüslerdeki çığlıkları özlüyorum. Bizim zamanımızda kafası sıfıra verilmiş dazlak kafalı çocukları şimdilerde göremiyorum okul bahçelerinde. Kara manduldan önlük ile beyaz yaka bize ne kadar hoş görünürdü. Hele bir de hafta başlarında yıkanıp ütülenmişse. Evime yakın Atatürk ilköğretim okulunun bahçesinde teneffüslerde oynayan çocukları izliyor, duvarın dışından resimlerini çekerek 45 yıl önce okuttuğum Siverek’in bir köyündeki öğrencilerimle karşılaştırıyorum. Şimdilerde her okulun bahçesi ayrı bir renkte bahar çiçekleri gibi.

Birde “MUSTAFA KEMAL ATATÜRK” benim öğretmenim.

“Elinde beyaz tebeşir

Geçmiş tahta başına

Atatürk’üm ders verir.”

Mustafa Kemal iki kez kaldırmıştır elini hedef gösterirken;

Birincisi; “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir.” Düşmandan kurtuluş emri.

İkinci ise; “Kara tahta başında, okuma yazma seferberliği ile cehaletten kurtuluş emri.

İşte o gün, yani 24 Kasım 1928 de Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği için, doğumunun 100. yıldönümü olan 1981 yılından bu yana 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ olarak kutlanmaktadır.

Yılda bir kez hatırlanan öğretmenleri Mustafa Kemal Atatürk, sağlığında bir gün bile yalnız bırakmadı. Yurt gezilerinde okulları ve öğretmen toplantılarını izleyerek eğitim tarihinde iz bırakan özdeyişlerini, ilke ve devrimlerini biz öğretmenler beynimize kazıdık.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Çanakkale Geçilemedi

“Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”

“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”

“Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”

İşte o özdeyişlerden bir kaçı.

24 Kasım 2020

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.