Bülbülün derdi gül ağacı

12.01.2022
673
A+
A-

Her ne kadar şehirlerde genç insanlar anne babalarından ve çekirdek ailesinden ayrı evlerde yaşamayı tercih etseler de kırsal kesimde yaşayanlar hala ebeveyni ile aynı ortamda yaşamayı seçmektedir. Bu da birçok güzelliğin yanında bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Zira ebeveyn olarak adlandırılan büyüklerimiz orta yaş üstü insanlar, bedenleri kısmen ya da tamamen yorulmuş fakat çoğunlukla bilge insanlardır. Görmüşlükten ve yaşanmışlıktan biriktirdikleri tecrübeleri büyük bir bilge duyarlılığı ve soğukkanlılıkla yeni nesile aktarırlar. Fakat ebeveynin yeni nesile bilgece tecrübe aktarılması zaman zaman yeni nesili rahatsız edebilir.

Ebeveynlerimizin davranışlarını gözlemleyip inceledikçe, insanların bedenleri yoruldukça ruhlarının gençleştiğini gördüm. Bu yüzden insanlar yaşlandıkça doğup büyüdükleri köylerine memleketlerine özlemleri artıyor. Bir gün tekrar memleketlerine, köylerine dönüp orada yaşamlarına devam etmek istiyorlar.

Çocukken koşturduğum köyümün içi, bahçeleri, bağları, çayırları, tepesinde kuş yuvası gözetlediğim ağaçları, damında yıldızları seyrettiğim kerpiç evimiz, Kaman Lisesine giderken İbili Amcanın kulübesi, İstiklal Çayevi, Terzi Hacı Ali Amca, Ramazan Maraş, sınıf arkadaşım Metin Akkoç sıklıkla aklıma gelince ben de hüzünleniyorum.

Sonra diyorum ki; aslında özlem duyduğumuz şey köyümüz, evimiz tarlamız veya bağımız bahçemiz değilmiş; büyüklerimizin arkadaşlarımızın varlığından aldığımız güçle, kederimizin hüznümüzün hiç olmadığı ya da çok az olduğu huzur ve güven dolu gençliğimiz ve çocukluğumuz ile geleceğe dair umutlarımızmış; büyüklerimizin ve çocukluk arkadaşlarımızın çıkarcı olmayan, samimi, fedakâr ve içten babalıkları, ağabeylikleri, kardeşlikleriymiş; bizi memleketimize götüren.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Çocukluğumdaki Bayram
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.