Deprem mi öldürüyor, ihmal mi? Kırşehir ve ilçelerinde durum nedir?

29.01.2020
560
A+
A-

Deprem mi öldürüyor, ihmal mi? Kırşehir ve ilçelerinde durum nedir?

Deprem öldürmez, ihmal öldürür; sözü artık herkesin bildiği bir söz haline gelmiş durumda.

Özellikle 1999 ve sonrasındaki İstanbul, Yalova, Çınarcık, Adapazarı, Düzce ve Bolu depremlerinde yüzlerce insanımızın ölümünden sonra, devlet de bu konuyu, yani ölümün depremden değil, ihmalden ve bilim ve fen kurallarına uyulmadan yapılan yapılardan kaynaklandığını önemseyerek bir dizi mevzuat değişikliğiyle özellikle yeni yapılan yapıların depreme dayanıklı olarak yapılması için gerekli önlemleri alıp denetimleri yapmaya başladı.

Yeni binalar yapılırken projelerinin ve inşaatların deprem mevzuatına uygun olup olmadıkları denetleniyor. Eski binalar da kentsel dönüşüm çerçevesinde yıkılarak yerlerine depreme uygun yeni yapılar yapılıyor.

Bir hukukçu olarak imar kanununu ve imarlı ve imarsız bölgelerdeki imar yönetmelikleri ile kırsaldaki imarsız bölgelerde inşaatların nasıl yapılacağına dair mevzuatı incelediğimde, birkaç değişiklik gerekse de mevzuatın bu haliyle dahi iyi olduğunu gördüm. Konuyla ilgili, deprem uzmanı olan mühendisler ve inşaat mühendisi olan uzmanlar da depreme dayanıklı yapılarla ilgili yönetmelikte yapılacak bir kaç değişiklikle mevzuatın daha iyi olacağını söylüyorlar.

Bunlar güzel gelişmeler tabii…

Fakat kentsel dönüşümler çok yavaş ilerlediği gibi özellikle kırsal yerleşim yerlerindeki yapılar bakımından durum hala beklendiği gibi değil. Köylerde birçok insan hala 70-80 yıl önce, belki de daha önce yapılan depreme dayanıksız kerpiç evlerde yaşıyorlar. Kırsal kesimdeki birçok il ve ilçe merkezindeki yapıların bir kısmı çok eski, azımsanmayacak bir kısmı da deprem mevzuatından önce yapılmış ve depreme dayanıklılığı ölçülmemiş eski yapılar.

İnsanlar tehlikeyi bilerek bu yapılarda oturmaya devam ediyorlar. Bu binalarda ve kerpiç evlerde oturanların büyük bölümünün evlerini yıkıp yerine depreme dayanıklı yapıları yapma imkânlarının olmadığını da iyi bilenlerdenim. Depremle yüz yüze gelindiğinde yaşanacakları tahmin etmek bile istemiyorum.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Kamanlılar Kayserili gibi Tercihini İktidardan Yana Yaptı

Yine, imara aykırı olarak yapılan yapıların zaman zaman çıkarılan imar afları ile yasal yapı haline gelmesi de, bu yapılarda yaşayanları depreme karşı korunmasız hale getiriyor. Ülkemizin ciddi bir deprem kuşağında olduğu çok iyi bilindiği için, bir yandan depremler dikkate alınarak yapı mevzuatları ve denetimleri bu yönde iyileştirilirken bir yandan da bu iyileştirmeleri etkisiz ve önemsiz hale getiren imar aflarını anlamanın mümkün olmağını da anlatmak istiyorum.

Kırşehir ve ilçelerinin deprem geçmişi nasıl?

Daha önce de bölgede büyük depremler olmuş.  AFAD kaynaklarından yaptığım incelemeye göre bölgedeki büyük depremlerin sonuncusu 19 Nisan 1938 tarihinde saat 13.00’de Kırşehir’in doğusunda kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Akpınar fay segmentinde olmuş. Çiçekdağı, Akçakent ve Kaman’ı da büyük oranda etkileyen bu depremin büyüklüğü 6,6 imiş.

Bu depremin çok yıkıcı etkisi olmuş.  Bu depremde, Akpınar-Köşker civarında yer alan 100 köy yerle bir olmuş ve depremde 149 kişi hayatını kaybetmiş. 3 Bin 860 binada hasar meydana gelmiş, 50 Bin kişi de açıkta kalmış. Ayrıca 40 km. uzunlukta yüzey faylanması meydana gelmiş ve oluşan faydaki kırıkla, Kuzeybatı gidişli ve sağ yönlü doğrultu atımlı olarak gelişmiş.

İç Anadolu Bölgesi depremler bakımından sakin bir bölge olarak bilinse de çok yakın geçmişte Kırşehir’de meydana gelen ve çok yıkıcı sonuçlar doğuran 1938 depremini unutmamak lazım.

Yeni bir deprem gerçeğiyle yüzleşmeden depreme dayanıklı olmayan kerpiç evlerimizde ve eski çürümüş yapılarda yaşamaktan kurtulmanın çaresini aramamız lazım.

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.