Dünya’nın çığlığına kulak verelim

25.08.2021
765
A+
A-

Dünya’nın çığlığına kulak verelim

Canlı yaşamının “olmazsa, olmaz” ihtiyaçları, temiz hava, temiz su ve temiz gıda maddeleridir. Tüm canlılar için hayati önemi olan bu maddeleri koruyarak bitki ve hayvan nesli ile birlikte kendi neslinin devamını sağlayacak olan insan; çoğunluğu son yüzyılda olmak üzere, fakat milyarlarca yıldan beri, havayı, suyu ve gıda maddelerini kirleterek insan ve diğer canlı hayatının sonunu hazırlamaktadır.

Dünya’da 8 milyardan fazla insan yaşadığı düşünülmektedir. Fakat bu insanların yaklaşık yüzde on beşine denk gelen bir milyar civarında insan ve sayılarla ifade edemeyeceğimiz miktarda hayvan temiz su kullanamamaktadır. Yine yaşadığımız ilçemiz dâhil olmak üzere şehirlerde yaşayan insanların büyük bölümü temiz hava kullanamamaktadır.

Doğalgaz kullanımının olmadığı bir iki yıl öncesindeki kış mevsiminde soluduğunuz havayı hatırladığınızda bunu daha iyi anlayacaksınız. Hatta bizim ülkemizde bile insanların büyük bölümü evlerindeki musluktan akan suyu sadece bulaşık yıkamak veya temizlik yapmak için kullanmaktadır. Büyük şehirlerdeki evlerde musluktan akan su, yemek veya içme suyu ihtiyacı için kullanılmamaktadır. İçme suyu olarak genellikle ambalajlanmış su veya musluklara takılan arıtma cihazlarında filtre edilen suları kullanmaktadırlar. Bunun nedeni insanların suların kirlendiğini düşünmeleridir.

Gerçekte budur. Eskimiş şebeke hatlarından evlerimize gönderilen suların bir kısmı kaynağında kirlenmekte, yeterince arıtılmadan şebekeye verilmektedir. Bir kısmı da eskimiş, çürümüş borularla evlere dağıtılırken kirlenmektedir.

Sularımızın kirlenmesi bir yana, bilinçsiz kullanma ve diğer duyarsız insan davranışları yüzünden yaşadığımız bilinçsiz ve kontrolsüz su kullanımı, iklim değişiklikleri ve küresel ısınma gibi sebeplerle hızla suyumuz tükenmektedir. Sulama göletlerinden temin edilen, kapalı sistemlerde akışı sağlanan suyla damlama sisteminde tarla sulamasını yaygınlaştırmak yerine, tarlalara kurulan artezyen sistemiyle çekilen ve sprey usulü ile kullanılan yeraltı suları, hem toprağı hızla çoraklaştırmakta hem de kullanılacak temiz yeraltı suyunun tükenmesine, göllerin ve akarsuların kurumasına neden olmaktadır.

Anız yakarak, orman yakarak, petrol türevi araç yakıtı kullanarak doğaya karbon salıp kirlettiğimiz hava, akarsulara saldığımız evsel ve endüstriyel atıklar ve diğer etkenler topraklarımızı ve sularımızı kirletmekte, küresel ısınmaya neden olmakta ve meydana gelen doğal afetler yüzünden insan ve diğer canlı yaşamı sona doğru yaklaşmaktadır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Sayın Kırşehir Valisine Açık Mektup. Seyfe Gölü’nü Kurtarmalıyız!

Genetiği değiştirilmiş tohumlardan elde edilen ürünler ile zirai ilaçlar da ciddi şekilde gıda maddelerimizi ve sularımızı kirletmektedir.

İnternet, telefon ve diğer elektronik aletler insan yaşamını kolaylaştırmış gibi görünse de bunların yaydıkları sinyaller ve elektro manyetik dalgaları düşündüğümüzde her yerde büyük bir radyoaktif bulutun içinde yaşadığımız da gerçektir.

Üzülerek belirtmeliyim ki havası, suyu ve toprağı kirlenen dünyada insan ve diğer canlı yaşamı için giderek büyüyen tehlikeler oluşmaktadır.

Ekmek ve gıda maddeleri gibi, su ve hava da sınırlıdır. Havamızı, suyumuzu ve toprağımızı koruyup temizleyerek gelecek insan ve canlı neslinin sağlıklı yaşamasını sağlamak için devletlere de bireylere de düşen görevler vardır ve biz görevlerimizi biliyoruz.

O halde, başka seçeneğimizin olmadığını bilerek bu konuda üstümüze düşenleri yapmaya derhal başlamalıyız.

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.