Geldikleri gibi gittiler

01.09.2021
699
A+
A-

239 Yıl Önce Viyana’da Başlayan Geri Çekilme 30 Ağustos 1922’de Durdurulmuştur.

Bizim millet anlayışımız, geçmişi, bu günü ve yarını kapsayan; geçmişin bilgi ve tecrübesiyle bu günü yaşayıp devletimizi ve milletimizi geleceğe hazırlayan bir anlayıştır. Bu yüzden Sultan Alparslan’ın ve arkadaşlarının 1071’deki devlet olma ve Anadolu topraklarını Türk Milletine yurt yapma şuuru, atalarımızın geçmişten bu güne taşıdığı şuur olup, bizim de geleceğe taşımakla görevli olduğumuz şuur ve idraktir.

Türk Milletinin yiğit evlatlarının 1071’de Nemrut’ta, Toroslar’da, Ağrı ve Süphan Dağları’nda, Erciyes Dağı’nda, Ilgaz Dağı’nda, Kaz Dağları’nda, Fırat, Dicle, Kızılırmak, Yeşilırmak, Meriç ve Menderes boylarında, Konya Ovası’nda, Çukurova’da, Iğdır’da, Ergene Ovası’nda, Ege’nin mavi sularının nemiyle sulanan Manisa, Aydın, İzmir, Çanakkale, Edirne ovalarında yaktığı ateşi söndürmeye kalkışmış emperyalist İngiliz’lere ve onların beslemesi Yunanlılara, 1918’de “Geldikleri gibi giderler,” diyerek Anadolu ateşini yakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yüz üç yıl önceki şuuru ve idealleri bu gün de milletimizin her bir ferdinde azimle ve inançla geleceğe taşınmaktadır.

1918 yılına gelindiğinde; Birinci Dünya Savaşını yenik tamamlayan Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul işgal edilmiş ve İngiltere’nin liderliğindeki itilaf devletlerinin 55 parçalık donanması İstanbul Boğazı’na girmeye başlamıştır. Mondros Anlaşması imzalanmış ve bu anlaşmanın şartlarına uyan Osmanlı Devleti Yıldırım Ordularını kapatarak bu orduların komutanı Mirliva (Tuğgeneral) Mustafa Kemal’i acele İstanbul’a çağırmıştır. Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918’de tren ile Adana’dan İstanbul’a gelmiş ve Kartal adındaki istimbot ile Haydarpaşa’dan Galata’ya geçerken işgalci İngiliz’lerin savaş gemilerini boğazda gördüğünde, yaveri Cevat Abbas’a “Geldikleri gibi giderler,” diyerek; o gün, 13 Kasım 1918’de emperyalizme karşı direnişin ve işgalcilerden kurtularak yeni bir Türk Devletinin temellerinin ilk harcını atmış ve devamında 30 Ağustos 1922’deki Dumlupınar Zaferiyle de emperyal yamyamlara ve işbirlikçilerine haddini bildirmiştir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Öğretmen Okullarının 173. Kuruluş Yılını Kutluyoruz

Bizzat başkomutanlığını Mustafa Kemal Atatürk yaptığı için Baş Komutanlık Meydan Muharebesi olarak da anılan 30 Ağustos 1922 tarihindeki Dumlupınar Zaferinin ardından 1 Eylül’de Dumlupınar’da, Batı Cephesi’ndeki tüm subay ve erlere okunmak üzere Mustafa Kemal’in yayımladığı bildiride:

”Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini vererek Afyonkarahisar, Kütahya, Gediz, Emet ve Tavşanlı’nın kurtuluşlarının ardından 9 Eylül 1922’de İzmir’imiz de emperyal işbirlikçilerinin işgalinden kurtulmuştur.

Gazeteci İsmail Habip Sevük’ün yazdığı gibi, Osmanlı’nın 13 Eylül 1683 tarihinde II. Viyana kuşatmasındaki mağlubiyetinden sonra başlayan çekilmesi, 238 yıl sonra 22 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri arasındaki 22 günde Sakarya’da durdurulmuş ve II. Viyana Kuşatmasındaki mağlubiyetten 239 yıl sonra da 30 Ağustos 1922’deki Başkomutanlık Meydan Muharebesinin ardından gelen zafer ile tarihe son nokta koyulmuştur.

1071, Türk’lerin Anadolu’ya ilk girişleri değil son girişleridir. Anadolu’da Türklerin varlığını bir türlü kabullenemeyen emperyal yamyamlar ve işbirlikçileri 30 Ağustos 1922’de bu topraklardan kovulmuş; 26 Ağustos 1071’de Sultan Alparslan tarafından Türk yurdu olarak tescillenen Anadolu, 30 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından ebedi yurt olarak yeniden tescil edilmiştir. Emperyal yamyamlar ve işbirlikçileri 30 Ağustos 1922’de geldikleri gibi gitmişlerdir.

Sultan Alparslan ve Mustafa Kemal Atatürk ile arkadaşlarının aziz hatıraları önünde minnet ve saygı ile eğiliyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

Devletleri var olsun.

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.