Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle İlgili Geçmişte Yaşananlar

14.12.2022
438
A+
A-

Çok partili hayata geçildiği 1946 yılından AKP’nin tek başına iktidar olduğu 2002 yılına kadar geçen 56 yılda Türkiye’de 13 tane milletvekili genel seçimi, 8 tane de milletvekili ara seçimi yapılmıştır…

Çok partili hayata geçildiği 1946 yılından AKP’nin tek başına iktidar olduğu 2002 yılına kadar geçen 56 yılda Türkiye’de 13 tane milletvekili genel seçimi, 8 tane de milletvekili ara seçimi yapılmıştır. 1950’den 2002 yılına kadar 1957, 1977, 1987, 1991, 1995, 1999 yıllarında 6 defa erken genel seçim yapılmıştır. Dikkat edilirse 1957 yılında yapılan ilk erken genel seçimden sonraki ikinci milletvekili erken genel seçiminin 20 yıl sonra yapılmasına rağmen, 1987 yılındaki erken seçimden sonraki milletvekili erken genel seçimlerinin her 4 yılda bir yapılmasıyla, neredeyse erken seçimin gelenek haline geldiği görülmektedir.

Menderes’in Demokrat Partisinin 1960 askeri darbesiyle yönetimden uzaklaştırılmasından sonra 1965 yılında Adalet Partisi ile 1983 yılında ANAP’ın tek başına iktidar olduğu birkaç yılın dışında 2002 yılına kadar hiçbir siyasi partinin tek başına iktidar olamadığı; bahse konu 13 genel seçimin sonunda CHP’nin hiçbir zaman tek başına iktidar olamadığı görülmektedir. 1950 yılından sonraki dönemi incelerken 1960 darbesi ile 1971 askeri muhtırası ve 1980 darbesinin etkisindeki yılları çıkardığımızda, ülkemizde genellikle koalisyon hükümetlerinin kurulduğu ve  koalisyonlardan özellikle çok parçalı olanların siyasi istikrarsızlığı zirveye taşıdığı görülmektedir.

1977 yılından sonraki birkaç yıl içinde erken genel seçim yapılmamasının sebebi 12 Eylül 1980 tarihindeki askeri darbe olmalıdır. Askeri darbenin yönetimi sivil hayata devir ettiği ve ANAP’ın tek başına iktidar olduğu 1983 yılının hemen ardından, 1987 yılında yeniden milletvekili erken genel seçiminin yapılması ve bunu 1991, 1995, 1999 yıllarındaki erken genel seçimlerin izlediği dikkate alındığında, erken genel seçimlerin siyasal istikrarsızlığın da göstergesi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

İlk koalisyon hükümeti 1961 genel seçimlerinden sonra Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet Partisi arasında kurulmuş, 1965-1971 yılları arasında Adalet Partisi tek başına iktidar olmuştur. Ancak 12 Mart 1971’de askerlerin yayınladığı muhtıra ile Süleyman Demirel başkanlığındaki AP hükümetten çekilmiş, 1973 yılına kadar ülke ara rejimle yönetilmiştir. 1973 ve 1977 yıllarında yapılan seçimlerde hiçbir parti tek başına çoğunluğu sağlayamadığından kurulan koalisyonlar 12 Eylül 1980 darbesini yapanlarca siyasal istikrarsızlığın başlıca nedenlerinden biri olarak sunulmuştur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Kaman’da İsyan Yaşanmadı!

1991-2002 yılları arasındaki 11 yılda 9 tane koalisyon hükümeti veya azınlık hükümeti kurulmuştur.

Bu dönemler sorularıyla,  araştırma önergeleriyle, gensoru önergeleriyle milletvekillerinin hükümeti çok güçlü olarak denetledikleri hatta güvensizlik oylarıyla hükümetleri düşürdükleri, yani güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemin mevcut olduğu dönemdir. Hatta parlamento o kadar güçlüdür ki, 12 Eylül 1980’den önce parlamentoda hem milletvekilleri hem de senatörler vardır. Fakat o dönemlerdeki güçlü parlamentoların bünyesinden güçlü hükümetler çıkmamıştır.

TBMM’ne milletvekillerinin sunduğu kanun taslaklarına kanun teklifi denir; hükümetlerin sunduğu kanun taslaklarına da kanun tasarısı denir. Çok önemli bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Demokratik parlamenter sistemin mevcut olduğu dönemlerde de genellikle milletvekillerinin sunduğu kanun teklifleri değil, hükümetlerin sunduğu kanun tasarıları kanunlaşmıştır. Yani çoğunlukla yürütme organı kanun tasarısını hazırlamış ve mecliste görüşülerek kanunlaşmasını sağlamıştır.

Başka bir deyişle milletvekilleri ve senatörler hükümetleri değil, hükümetler milletvekillerini ve senatörleri yönlendirmişlerdir. Yani o zamanki sistemin adı demokratik parlamenter sistem olmasına rağmen, parlamento çoğu zaman hükümetlerin kanun tasarılarını ve KHK’ları onama işlemini yapmıştır. Cumhurbaşkanı 1973 yılında 15 tur oylamanın sonunda seçilmiştir. 22 Mart 1980 tarihinde parlamentoda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için önce hiç aday çıkmamıştır. Daha sonra aday olanlar çıkmış fakat 115 tur oylamada cumhurbaşkanı seçilememiştir. Ülke 5 aydan fazla cumhurbaşkansız kalmıştır. Sonunda 12 Eylül 1980 darbesi olmuş ve darbeyi yapanlar devlet başkanını da seçmişlerdir.

Şimdi muhalefet hazırladığı yeni anayasa teklifinde yeniden güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme dönüleceğini vaat etmektedir. Bu sisteme ve uygulamasına, çok parçalı koalisyonlara ve sonuçlarına, 5 aydan fazla zaman içinde yapılan 115 tur oylamada bir cumhurbaşkanının bile seçilemediğine hepimiz şahidiz. Hatta bir Güneş Motel hadisesi var ki; evlere şenlik. 1977 yılının sonunda Adalet Partisinden 12 milletvekili istifa etmiş, daha sonra verilen gensoruya bunlardan 11’inin verdiği güvensizlik oyuyla (biri oylamaya katılmamıştır) kurulalı henüz 5 ay olmuş Demirel başbakanlığında 41’inci hükümet devrilmiştir. Daha sonra, bu milletvekillerinden 10’una Ecevit’in kurduğu yeni hükümette bakanlık verilerek Ecevit başbakanlığında yeni bir hükümet kurulmuştur. Ecevit’in bakanlık verdiği bu kişilerden bazıları daha sonra Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmış ve mahkûm olmuşlardır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Nasıl Bir Yönetim Modeli İstiyorlar?

Zaman dimağı törpülediğinden, 30-40 yıl önce yaşananların çoğu unutuldu.

Biz de hatırlatalım ve düşünelim dedik.

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.