İnsan Kulağından Zehirlenir.

Günümüzün kifayetsiz muhterisleri, yeni şeyler üretemedikleri için bolca dedikodu yaratmakta, ilimle, çalışarak, üreterek, yenemediklerini, dedikodularla yenmeye çalışmaktadırlar.

Sosyal medya denen sistemlerle insanlar kirli veya hatalı bilgilere o kadar alışmış, onlarla o kadar çok meşgul olur hale gelmişlerdir ki, bir hasta bile doktora gittiğinde hastalığını doktora anlatmadan önce, “İnternetten okuduğuma göre benim hastalığım şu olabilir,” diye söze başlayabilmektedir.

İnternet doktorları, internet avukatları, internet âlimleri türemiştir. İnsanlar bilgiyi kaynağından öğrenme alışkanlığını kaybetmek üzeredir. Duyduklar her şeye inanır olmuşlardır. Birbirlerine güven duyguları azalmıştır.

Yakınlarda kaybettiğimiz Doğan Cüceloğlu diyor ki; “Bir insanın gelebileceği en büyük mertebe güvenilir insan olmaktır.”

Gerçekten de, güvenilir insan olmak için duyduğumuz, gördüğümüz, tanık olduğumuz başkalarının özeli denilen konularda kör, sağır ve dilsiz olmamız gerekir. Mevlana’nın dediği gibi başkalarının kusurunu örtmekte gece gibi olmak lazımdır. Zira başkalarıyla ilgili gördüğünüz, duyduğunuz, bildiğiniz konularda, sürekli bir anlam arayıp, o konuyu sürekli deşerseniz, kendinizle ilgili gerçekleşmekte olan her şeyi ıskalayabilirsiniz. Başkalarının hayatıyla ilgili çok fazla derin düşünür, onunla çok fazla ilgilenirseniz, sizin hayatınızın da neşesi kaçar.

“Sana mı inanayım; kulağıma mı inanayım?” diye, yöremizde de çok kullanılan bir deyim vardır. Aslında dedikoduya meydan vermemek için, belki de doğru olmayan söz ve davranışları yayıp huzursuzluğa neden olmamak için, ne duyduğunuz şeye inanın; ne de duyduğunuzun doğru olup olmadığını araştırın.

Dedikodu ve kirli bilgi, birçok şeyi ortadan kaldırabilir. Hatta kurumlaşmış işletmeleri, aile bağlarını, dostlukları, arkadaşlıkları, kardeşlikleri bile yıkıp dağıtabilir. İnsanların birbirine olan güvenini yok eder. Toplumsal huzuru dahi bozabilir.

Lider olup devlet kuran insanlar da dedikodu ve kirli bilgiyle çok uğraşmışlardır.

Büyük devlet adamlarının kendilerinden sonra gelenlere, Şeyh Edebali’nin seslendiği gibi “Ey oğul! İnsan kulağından zehirlenir. Her duyduğuna inanma,” diye öğüt vermeleri boşuna değildir.