Kıssadan hisse

23.06.2021
1.021
A+
A-

İslam’ın mezheplerinden biri de İmam Şafi tarafından geliştirilen kurallarla Müslümanlara ibadet ritüelleri ve yaşam felsefesi sunan Şafi mezhebidir.

İmam Şafi’nin asıl adı Muhammed bin İdris eş-Şafi’dir. 767 yılında Gazze’de doğmuştur. Babasının ölümünün ardından annesiyle birlikte Mekke’ye göç etmişlerdir. Mekke’de İmam Malik’in öğrencisi olmuş ve İmam Malik’in El Muvatta isimli eserindeki hadisleri öğrenip ezberleyerek İslam fıkhında yol almaya başlamıştır.

İslam Dini ile ilgili El-Mebsut, Ahkam-ül-Kur’an, El-Kitab-ül Bağdadiyye, Müsned-üş-Şafii, İhtilaf-ül-Hadis isimli eserleri olan İmam Şafi’nin “Dil üzerine yoğunlaşanın tabiatı incelir, matematiğe yoğunlaşanın muhakemesi güçlenir, kendini korumayana ise ilmi fayda etmez” sözleri de yol gösterici nitelikte ve önemlidir.

İmam Şafi’nin İslam fıkhı ile ilgili görüş ve düşüncelerini anlatmaya benim konu ile ilgili bilgi düzeyim yetmez. Ben burada, bir süre önce okuduğum, İmam Şafi ile öğrencisi Yunus arasında geçen ve yararlı olacağını düşündüğüm bir olayı anlatmak istiyorum.

İmam-ı Şafi, öğrencisi Yunus ile ders yaparken bir konuda ihtilafa düşerler. Öyle ki öğrencisi öfkesinden dersi terk eder. Akşam olunca Yunus evinin kapısının çalındığını fark eder. ‘Kim o?’ der.

Kapıdaki kişi, Benim; ‘İmam Şafi’ der.

Yunus kapıyı açtığında İmam Şafi’nin kapıda beklediğini görür ve hocasının evine kadar gelmesine şaşırır.

İmam Şafii öğrencisi Yunus’a şunları söyler:

“1) Ey Yunus, bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken bir mesele mi bizi ayıracak?

2) Ey Yunus, yaptığın ve üzerinden geçtiğin köprüleri yıkma! Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir.

3) Ey Yunus, hatadan nefret et, ama hataya düşenden nefret etme.

4) Bütün kalbinle günaha öfkelen, ama günahkâra acı, ona merhamet göster.

5) Ey Yunus, sözü eleştir, ama sözü söyleyene saygı göster.

6) Ey Yunus, görevimiz, hastalığı tedavi etmektir, hastayı yok etmek değil,” der.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  İyi Parti Kurancılı Belde Teşkilatı kuruldu

Bizim de bu nasihatlere ne kadar çok ihtiyacımız var. Yaptığı bir hata yüzünden anasını, babasını, eşini, çocuğunu, kardeşini, akrabasını, arkadaşını, komşusunu terk edip yüz çevirenleri, yıllarca küs duranları İmam Şafii’nin bu davranışından haberdar etmek lazım.

Öyle ya!

Hatadan nefret edebiliriz, ama hataya düşenden nefret etmek, doğru mu?

Sözü eleştirebiliriz, ama sözü söyleyene saygı göstermemek, ona kötü davranmak, kötü söz söylemek, doğru mu?

Bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken, bir mesele yüzünden birbirimizden ayrılmak, doğru mu?

Doğru değil; dediğinizi duyar gibiyim. O halde zaman kaybetmeden kırgınlıklarımıza, dargınlıklarımıza son verelim. Yunus Emre’nin dediği gibi

 “Sevelim, sevilelim.

Dünya kimseye kalmaz.”

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.