Milli Devletin Güçlü İktidarı Olur

İsveç başta olmak üzere bazı İskandinav ülkeleri ve Finler, Rus korkusundan NATO’ya sığınmaya çalışıyorlar. Fakat NATO’da ittifak halinde olacakları Türk’lere düşmanlıklarından vaz geçmiyorlar.

NATO üyesi Yunanistan’ın Türk korkusu ve düşmanlığının devam ettiği gibi onların Türk korkularının ve düşmanlıklarının da biteceğini düşünmüyorum. NATO’ya üye olmaları Rus korkularını yenmelerine belki yardımcı olacak ama Türklere karşı duydukları kin ve nefret duygusu artarak devam edeceğe benziyor.

Karlofça Anlaşmasından sonra batı ittifakı çoğu zaman bize karşı birlikte hareket etti. Fakat sahada kaybetseler de genelde masada kazandılar. Batının bu tezgâhı son zamanlarda çok verimli çalışmıyor. Son zamanlarda Türkiye’nin ve Türklerin bileğini bükemiyorlar.

PKK başta olmak üzere terör örgütlerini koruyup kollayan ve mensuplarına barınma imkânı veren İsveç ve Finlandiya, Türkiye izin vermediği için NATO’ya üye olamıyor.

İsveç’in Stokholm Üniversitesi’nde görev yapan Profesör Per Carlbring’in Türkiye’deki bir üniversitede psikoloji öğrencisi olan Fatma Zehra’nın staj başvurusuna, “Sevgili Fatma, seni misafir etmeyi isterdim. Ancak, Türkiye İsveç’in NATO’ya girmesini engellediği için başvurunu reddetmek zorundayım. Üzgünüm,” şeklinde cevap verdiğini öğreniyoruz. Hocanın bu davranışı korkularının büyüklüğünü açıkça ortaya koyuyor.

Fakat bu olaya Türkiye’deki sözde demokrasi ve insan hakları savunucuları(!) hiç ses çıkarmıyorlar. Belli ki yıllardır NATO düşmanı olduğunu söyleyen, 6’ıncı Filoyu denize itmekle övünen solcular da NATO’cu olmuş. İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO’ya alınmasını ve NATO’nun büyüyüp genişlemesini istiyorlar. Kimin eli kimin cebinde? Belli değil. 

Bu davranışı Türkiye’deki bir üniversite hocası yapsaydı; yaygarayı görürdünüz.

Yine geçen hafta İsveç Stockholm’de belediye binasının önünde toplanan terör örgütü PKK/YPG destekçisi bir gurup, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı. Bu saldırıya İsveç makamlarının sessiz kalmaları terörle mücadele edecekleri konusunda Türkiye’ye verdikleri sözü tutmayacaklarını bir defa daha ortaya koydu.

12 Eylül 1980 darbesinden hemen sonra 17 Ekim 1980’de MGK Genel Sekreteri Haydar Saltık’ın NATO Daimi Temsilcimiz Osman Olcay’ı arayarak NATO Başkomutanı Rogers’in kendisini ziyaret edeceğini söylemesiyle başlayan sürecin devamında

Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına döndüğünü tarih de, bizler de unutmadık.

Rogers, Olcay’a “General Evren bana Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşü konusunda mutabakatını bildirdi. Vardığımız mutabakata göre NATO Genel Sekreteri Joseph Luns pazartesi günü NATO Savunma Planlama Komitesi’ni toplantıya çağıracak. Bu toplantıda Yunanistan’ın dönüşü bütün müttefiklerin onayıyla kararlaştırılacak,” dediği internet kayıtlarında bile var.

Şimdi o Türkiye yok.

12 Eylül 1980 darbesinden hemen sonra NATO’nun askeri kanadına Yunanistan’ın tekrar dönmesine izin verenler bu günün Türkiye’sini yönetmiyor.