Muhalefet samimi değil

Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında yoğunlaşan ve ülke bütünlüğüne yönelik olan terör faaliyetleri zaman zaman hız kesse de, belli zamanlarda yoğunluğunu artırarak ülkemizi ve milletimizi tehdit etmeye devam etmektedir.

Fakat devletimiz terör faaliyetlerine zaaf göstermemiş, içerde egemenlik hakkından, dışarıda da meşru müdafaa hakkından kaynaklanan sebeplerle, dün olduğu gibi, bu gün de terörü etkisiz hale getirerek ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin bekasına yönelen her türlü faaliyeti etkisiz hale getirip huzur ve güven ortamını tesis etmiştir.

Tesis edilen huzur ve güven ortamının verdiği rahatlık sebebiyle rehavete kapılarak bazıları görmezden gelip kabul etmese de devletimiz terörle mücadelede çok iyi durumdadır. Bu günlerde terör faaliyetleri sıfır noktasında seyretmektedir. Türkiye terörle mücadele faaliyetleri kapsamında Irak Devleti’nin egemenlik haklarını da ihlal etmeden Irak’ın kuzeyinde üslenip askeri gücünü de artırarak, Irak sınırdan 100 kilometre kadar içerde ve gerektiğinde sınır ötesi başka ülkelerde terörle kararlılıkla mücadele edebilecek durumdadır.

Gerek yurt içindeki ve gerek yurt dışındaki terörle mücadelede üstün başarılar elde edilmesine rağmen, siyaseten hiçbir şey üretemeyen muhalefet; Katar’lı öğrencilerin Türkiye’deki üniversitelerde sınavsız okuyacakları yalanı gibi yalanlardan medet ummaktadır.

Daha bir kaç ay önce Cumhurbaşkanı’nın İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğimize dair beyanını fırsat bilerek, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin bu sebeple artacağını söyleyip ortalığı velveleye veren bazı siyasi partiler ve bazı sivil toplum örgütleri, 6284 Sayılı Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun 82. ve 86, 87. maddelerindeki değişiklikleri görmezden gelmektedirler.

Bu zamana kadar boşandığı eşini kasten yaralayan veya öldüren bir kişi yabancı herhangi birini öldürmüş ya da yaralamış gibi cezalandırılıyorken, Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinde yapılan değişiklikten sonra nikâhlı eşini öldürmüş gibi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Yine Türk Ceza Kanunu’nun 86. ve 87.maddelerinde yapılan değişiklikten sonra nikâhlı eşini kasten yaralamış gibi daha ağır bir cezayla cezalandırılacak ve yaralanan eski eşi şikâyetten vazgeçse bile kamu davası devam edecektir.

Hiçbir şey üretmeden kuru gürültüyle siyaset yapmaya çalışanlara sesleniyorum. Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin önüne geçmek istiyorsanız buyurun, Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklilere desteğinizi verin; ya da ne tür kanun değişiklikleri istiyorsanız ve bu konularda samimiyseniz, bir fikriniz de varsa, fikrinizi açıklayın.

Spekülatif birkaç şey bularak ya da üreterek klavye arkasında sosyal medya muhalefeti yapmak yerine, eğer fikir üretebiliyorsanız fikirlerinizi ve varsa çözüm önerilerinizi kamuoyuyla paylaşın.

Yoksa kendine güveni kaybettiği için 1950 yılındaki seçimlerde Peyami Safa’yı milletvekili adayı göstererek sağdan oy devşirmeyi alışkanlık haline getiren, fakat buna rağmen Menderes’e yenilen muhalefet, yakın geçmişte olduğu gibi önümüzdeki zamanlarda da umutsuz bir şekilde bunu yapmaya devam edecektir.

Bizden söylemesi.