Ne Dediler? (Ben de Çocuktum Özlemlerimle)

Mümtaz Boyacıoğlu
Mümtaz BOYACIOĞLU: Emekli öğretmen, Şair, Yazar ve Araştırmacı. Bu zamana kadar çok sayıda gazete ve dergide makaleleri yayınlandı. Kaman tarihi, kültürü ve yaşantısı üzerine çok fazla kaynak ve bilgiye sahip. Ülkemizdeki ilk Abdallar Derneği Kurucu Başkanı ve ilk defa Abdallar Festivalinin organize eden kişi. Yayınlanmış 4 adet kitabı mevcuttur.
04.01.2023
502
A+
A-

Bizim Çocukluğumuz

Ekim 2011 tarihinde birinci basımı yapılan, “Ben De Çocuktum Özlemlerimle” anı kitabımın “Ne dediler,” bölümünde, Şair ve Yazar arkadaşım Yaşar Şahin, benim bu kitabım için önemli konulara değinerek, “Bizim Çocukluğumuz” başlıklı yazısı ile konuya açıklık getirirken; kültür, eğitim, gelenek ve göreneklerimize de daha geniş açıklamalar getirmiştir.

Hiç değeri kaybolmayan bu yaşam biçiminin on bir yıl sonra bile güncelliğini koruduğu düşüncemle, okuyucularımla tekrar buluşturmak istedim.

Sevgi ve saygılarımla.

Bizim Çocukluğumuz

“Bizleri analarımız bağda, bahçede, tarlada, harmanda, ocak-tandır başlarında ya da ahırda samanlıkta iş yaparlarken doğurmuşlardır.

Yeğin dibinde, kağnı gölgesinde emzirip uyutmuşlar. Ninemizin eğirdiği ip yumağına emekleyip yürümüşüz.

Halı çanta ile okula gitmiş, alfabeden “Bak Ali bak, Uyu uyu yat uyu” okuyup samanlı deftere yazarak okuyup yazmayı öğrenmişiz.

Kem gözlere kurşun dökülmüş, hastalanınca zarek lapası sırtımıza şişe (bardak) vurulmuş.

Benim elim değil, Fadime ninemin eli diye boğazımız oğulmuş. Sıtma, boğmaca, zatürre, tifo, verem öldürür, çiçek kör eder, kabakulak zürriyetten kesermiş.

Koyun-kuzu, kedi-köpek arkadaşımız eşek taşıtımızdı.

Yaşıtlarımızla çelik çomak, dikircin, uzuneşek, ceviz, yumurta, geceleri ay ışığında ay gördüm, karanlıkta ise ebeharal oynar, çocukluğumuzu doya doya yaşardık.

Geceleri tavşan görme uğursuz, tilki görme uğurlu, koyun meleyke, keçi şeytan, kedi cin sayılırdı.

Ay tutulunca cinler şeytanlar tuttu denir, teneke çaldırırlar camiden sala okunur, ay tutulması geçince ay kurtuldu denirdi.

Alışveriş çerçiden peşin buğday, arpa, yün yapağı karşılığı yapılırdı.

Berber, çoban, bekçi, imam hakkı harmanda, kabut, patıska, basma, pırtı, kumaş güzden güze ödenirdi.

Et, süt, peynir, yoğurt, çarık, çorap, kazak, elcek (eldiven), başlık gibi giysiler ahırdaki hayvanlardan elde edilirdi.

Meyve-sebze bahçeden, sirke, şarap, ekşi, pekmez bağdaki üzümden, pekmezden de höşmerim, haside, pestil gibi yiyecekler yapılırdı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Mustafa Kemal Atatürk’ün Kaman’a Gelişlerinde Bilinen Yanlışlar

Astap (çamaşır) kazanda kaynatılır, pınarda tokuçlanırdı.Banyoya suluk, yıkanmaya çimmek denirdi.

Ev kerpiçten, çatı çoraktan (tuzlu toprak) yapılırdı.

Evde keklik ve kedi, köpek avluda beslenirdi.

Yemek kalaylı (bakır) kapta yenir, tel dolapta saklanır, su testiden içilirdi.

Buğday tırpanla, arpa, zarek orakla biçilirdi. Harmana gitmesine sap çekme, düvenle sürülüp yığılmasına tınas, savrulup samandan ayrılmasına ceç denirdi.

Buğday haftta (çeşmenin altındaki küçük havuz) yıkanır, kurutulduktan sonra su ile dönen taş değirmeninde haftalarca nöbetleşe sıra beklenerek un yapılırdı.

Toplumun bireyselleştiği bireylerin yozlaştığı günümüzde geleneğimiz göreneğimiz üzerine gazete ve dergilerde yazılarını ilgi ile izlediğim değerli hemşerimiz Eğitimci Araştırmacı Şair Yazar Sayın Mümtaz Boyacıoğlu Hocamızın çocukluk anılarını “Bende Çocuktum Özlemlerimle” adlı kitapta yayınladığını görmenin mutluluğunu yaşıyorum.

Bizlere çocukluğumuzu hatırlattı.

Yüreğine, kalemine sağlık, başarılar hocam diyorum…

Yaşar Şahin

10 Temmuz 2011”

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.