Öğretmen Okullarının 172. Kuruluş Yılını Kutluyoruz

Mümtaz Boyacıoğlu
Mümtaz BOYACIOĞLU: Emekli öğretmen, Şair, Yazar ve Araştırmacı. Bu zamana kadar çok sayıda gazete ve dergide makaleleri yayınlandı. Kaman tarihi, kültürü ve yaşantısı üzerine çok fazla kaynak ve bilgiye sahip. Ülkemizdeki ilk Abdallar Derneği Kurucu Başkanı ve ilk defa Abdallar Festivalinin organize eden kişi. Yayınlanmış 4 adet kitabı mevcuttur.
18.03.2020
706
A+
A-

Öğretmen Okullarının 172. Kuruluş Yılını Kutluyoruz

Bu yıl 172. yılını kutlayacağımız Öğretmen okulları, 16 Mart 1848’de Dârülmuallimîn adlı öğretmen yetiştiren bir okul olarak açılmıştır. Bu tarih öğretmen okullarının kuruluş yıldönümü olarak kutlanmaktadır.

Dârülmuallimîn zaman içinde  ilkokul, ortaokul ve liselere öğretmen yetiştiren “Dârülmuallimîn-i Âliye” okulu olmuştur.  1891 yılında bu kurumun içinde yer alan ‘Âli’ kısmı lise düzeyindeki okullar olan öğretmen yetiştiren Yüksek Öğretmen Okullarının çekirdeğini oluşturmuştur.

1950’li yıllarında var olan elli iki öğretmen okulundan  yirmi biri Köy Enstitülerinin devamı niteliğinde olup tüm ülkenin köy çocuklarına okumada fırsat eşitliği sağlamak, bu okulların ışığından ülkenin köylerini aydınlatmak amacı ile tüm ülkeye eşit aralıklarla serpiştirilerek kurulmuştur. Kapatılan Köy Enstitülerinin yerlerinde açılan altı yıllık ilköğretmen okullarında, Köy Enstitülerinde uygulanan eğitim ortamına yakın bir uygulama yapılmıştır.

Cumhuriyet döneminden 1960’lı yılların sonlarına kadar özellikle köy çocuklarının okuması için uygun bir seçenek olmuş, Cumhuriyetle çatışan hiçbir ideoloji ve tarikat gölgesine yer verilmeyen yatılı okul ortamında verilen eğitimle, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyetin erdemleri işlenmiş, yurtseverlik duygusu aşılanmıştır.

1973 yılında yürürlüğe giren 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu öğretmenlerin yükseköğrenim görmeleri zorunluluğu getirilmiştir. İlkokullara sınıf öğretmeni yetiştirilmesi için 1974-1975 öğretim yılından itibaren, İlköğretmen Okullarının bir kısmında iki yıllık Eğitim Enstitüleri açılmıştır. 1982 yılında yürürlüğe giren 41 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile iki yıllık Eğitim Enstitüleri, Eğitim Yüksek Okuluna dönüştürülerek Eğitim Fakültelerine bağlanmıştır               

Eğitim Yüksek Okullarının süresi 1989-1990 öğretim yılından itibaren dört yıla çıkarılmış ve Eğitim Yüksek Okullarının bazıları Eğitim Fakülteleriyle birleştirilerek bu kurumlar “Sınıf Öğretmenliği Bölümüne” dönüştürülmüştür. Günümüzde öğretmen yetiştirme konusundaki yetersizlikler, her geçen gün artan sorunlar, geçmişte öğretmen yetiştirme konusunda uygulanmış, başarılı modelleri anımsamaya, zaman zaman o modellere özlem duyulmasına neden olduğundan, öğretmen okullarının kuruluş yıl dönümü her yıl hatırlanmakta ve düzenli olarak kutlanmaktadır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Çocukluğumdaki Bayram

Türkiye’de eğitimin ve öğretmen yetiştirme sisteminin yaratılmasında ve sürdürülmesinde önemli yerleri olan Öğretmen Okulları ve Köy Enstitüleri gibi deneyimlerin yarattığı değerleri savunmak, yaşadığımız tüm olumsuzluklara, ihraçlara, baskı, sürgün ve tehditlere rağmen “Nitelikli Eğitim İçin, Nitelikli Öğretmen” anlayışının hayata geçirilmesini yıllardan beri bekliyoruz, umut ediyoruz.

***

Bu bilgiler ışığında 1961 yılında, Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulumuz, bir Müdür (A. Nail Türeli), bir edebiyat ve bir matematik öğretmeni ile şimdiki polis evinde açıldı. 148 kadar ortaokul mezunu olarak sınava girdik. 100 kişi yatılı, 48 kişi de gündüzlü olarak, 1 Kasım 1961 yılında tahta bavullarla okulumuza geldik. Belirlenen sınıflarda yerimizi aldıktan sonra, Öğretmenlerimiz kendileri tanıtıp okul kurallarını anlattılar.

Öğle yemeği saatinde, şimdiki Adliye Sarayının güneyinde yeni yapılmış iki adet pansiyon binasına sıra ile yerleştik. Pansiyonun önünde toplanmamız duyuruldu. Sınıflarımıza göre sıra olduk. Müdürümüz inşaat artıkları olan biriketlerin üzerine çıkarak çok kısa bir konuşma yaptı. Son cümlesini bugün gibi hatırlıyorum. Çocuklar, gençler, uzun lafın kısası, beni size, sizi bana zaman tanıtacak.” deyip biriketin üzerinden inip çekip gitti. Evet, zamanla müdürümüzü ve öğretmenlerimizi tanıdık. Okul kurallarına uyup planlı çalışmayı öğrendik. İlk yıl dışarıdan gelen öğretmenlerimizle ders açığımız kapatıldı.

            İkinci yıl meslek dersleri öğretmenlerimiz geldi. Öğretmenlik temelinin üzerinde mesleki formasyonumuzu alarak memleket sevdası ile yetişmeye başladık. Öğretmenlerimiz bizlerden çok çalışıyor, bizlerde öğretmenlerimizden fazla çalışıyorduk. O küçük binamızda kurulan atölyemiz ve laboratuvarımızda karınca gibiydik. 3. sınıfta da aynı hızla çalışırken, heyecanla şehir içindeki ilkokullarda uygulamalı dersler verdikten sonra sıra geldi köy ilkokullarında staja. Özbağ eski Kızılcaköy ilkokulunda, Müdür Kemal Köksal yönetiminde 7 kişi yarışırcasına çalışmaya devam ettik.

Yılsonu geldi, klasik sınavlar bir ay kadar sürdü.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil!

Biz mezun olduktan sonra okulumuz Terme yanındaki yeni binasına taşındı.

1964 yılı ilk mezunları olarak Yurdumuzun her köşesinde göreve hazır olarak ilk tayin yerlerimizi bekledik. Urfa il emrine tayinim çıktı. 30 Temmuz 1964 tarihinde ilk göreve başlayarak, 1 Ağustos 1964 tarihinde 382,5 lira ilk maaşımı aldım. Ailemize Urfa hediyeleri ile döndüm.

Bir yıl Yoğunca Köyünde,iki yıl Ağrı ili Eleşkirt ilçesi Molla Süleyman Köyünde, Üç yılKırşehir ili Kaman ilçesi İmancı Köyünde,bir yıl Çağırkan köyünde, 21 yıl da Kaman merkezde, toplam 28 yıl çalıştıktan sonra 1992 yılında emekli oldum.

Okulumuzda aldığımız teorik bilgileri, yoksul öğrenciler ve bakımsız okullarda uygulamaya çalıştık. Yılmadık,çok çalıştık, ama başardık. İlk çalıştığım Yoğunca köyünde Türkçeyi az bilen 28 öğrencim, birleştirilmiş dört sınıfım var. Köy ise mağara örneği 27 hane.

Öğrencilerim ve köy halkı ile hala görüşürüz. Şimdilerde Atatürk Barajının suları yoğunca ve çevre köylerin verimini artırmış olmalı ki, Yoğunca köyü 100 haneyi geçmiş. Çatılı ve beton evler yapılmış. İlk fırsatta, ilk göz ağrım Yoğunca Köyümü bir kez daha görmek istiyorum.

“Öğretmenin emeklisi olmaz” ilkesine uyarak 2000 yılına kadar ticaretle uğraştım.

Ta Darıözü’nde yaşadığımız günlerden, ilkokul yıllarımdan ve öğretmen olduğum yıllardan beri bende biriken köy yaşamlarımı yazmaya başladım. 1971 yılında “İYİ GECELER” isimli masal kitabımızı Sefer arkadaşımla yazdık.

2005 yılında “BEN ŞİİRİM” isimli şiir kitabımı, 2011yılında, “BEN DE ÇOCUKTUM ÖZLEMLERİMLE” isimli anı kitabımı, 2018 yılında “KARARTILAMAYAAN IŞIKLAR, KÖY ENSTİTÜLERİ” isimli kitaplarımı yayımladım. 2020 yılı ilk ayından beri sürpriz olarak hazırladığım kitabımı da, Mayıs–Haziran ayları içinde yayımlamayı düşünüyorum.

182 yıl önce 1848 yılında kurulan “ÖĞRETMEN OKULLARININ” devamı olan, 1961-  yılında, ilk kez açılan “KIRŞEHİR ERKEK İLKÖĞRETMEN” okulunun ilk mezunu olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Sanat İçin Sanat mı? Toplum İçin Sanat mı?

Memleket sevdası, Köy sevdası ve insan sevdasını aşılayan, hamur gibi yoğurup, karıp topluma faydalı insan olarak yetiştiren “ÖĞRETMEN OKULLARININ” 172. yılını sevgi, saygı vegururla yaşamanın onurunu taşıyorum. 16 Mart 2020

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.