Ormanlar ciğerlerimizdir. Anızları yakmayın!

Orman ve anız yangınlarının şakası yok. Geçen hafta Osmaniye, Muğla, Manavgat gibi on bir yerleşim yerimizdeki yangınlar sadece ağaçları ve otsu bitkileri yakmakla kalmadı; çok büyük alanlardaki canlı ve insan yaşamını da bitirdi.

Kuşlar, karıncalar, kuzular, koyunlar, kediler köpekler, kaplumbağalar, arılar da ağaçlarla birlikte yok oldular. Orta Anadolu bozkırında yer alan bölgemizde orman arazisi pek bulunmasa da, bizim bölgemizdeki anız yangınları da başta insan hayatı olmak üzere canlı yaşamını orman yangınları kadar oldukça yüksek bir tehlikeyle tehdit etmektedir.

Anız ve orman yangınlarının toprağın mineral yapısını ve soluduğumuz havanın kalitesini bozması bir yana köyleri, sebze ve meyve bahçelerini, fidanlıkları yok ettiği; çiftçinin köylünün geçim kaynağı hayvanları telef edip tahıl depolarını ve harmanları yok ettiği örnekler az değildir.

Her nedense her yıl yaşadıkları yangınlardan ve yangınlarla gelen can ve mal kaybından insanlar ders almamakta, anız ve orman yangınlarına karşı duyarsız davranmaktadırlar.

Tek bir ağaç, yılda 114 kg oksijen üretir. Yani iki olgun ağacın 4 kişilik bir ailenin yıllık oksijen ihtiyacını karşılayacak kadar oksijen ürettiği bilinmektedir. Buna rağmen insanlarımız her yıl üç-beş ağaç dikmek yerine var olan ağaçları da yakacak ihtiyacı için kesmekte ve yerine yenisini dikmeyerek yaşadığı yerleri çölleştirmektedir.

Oysa bölgemizde birçok türden meyve ağacının ve çam ağaçlarının yetişmesine her evin bahçesi uygundur. Kendi bahçenizdeki ağaçlardan yiyeceğiniz meyvelerin tadını veya komşularınıza ikram etmekle duyacağınız hazzı düşünsenize…

Uygun bulduğunuz her yere ağaç dikin.

Hatta komşularınızın bahçelerinde bile sizin diktiğiniz ağaçlar olsun. İnsanlar dallarını sallasın, çocuklar salıncaklar kursun, kediler gövdelerine tırmansın.

Yaşlandığı için kestiğiniz ağaçların yerlerine yenilerini dikin.

Kesinlikle, yaşlanmayan ağaçları odun ihtiyacı için kesmeyin. Dünya’da birkaç dikili ağacınız olsun.

Dr Guy Mcpherson’un dediği gibi: “Eğer; paranın çevreden daha önemli olduğunu düşünüyorsanız, bir de nefesinizi tutarak paralarınızı saymayı deneyin.”