Seçim mi, Geçim mi?

Şunun şurasında seçime 59 gün kaldı. Ancak vatandaş seçimle geçim arasında kalmış görünüyor.

Şuracıktan koskoca ülkemizin seçimini ve geçimini vuslata erdirip, akıl verecekte değiliz.

Ülkemizin içinde bulunduğu ve adı dahi konmayan ekonomik durum ile dövizde yaşanan dalgalanmalar ya da çıkar amaçlı oynamaların yanı sıra kış aylarının sonuna yaklaşan hemşerilerimiz kilerindeki erzakın dibini görmeye başladı. Kışlık hazırlıklar ve dar günler için biriktirdikleri akçeler de suyunu çekmeye başladı.

Vatandaşın şimdilik ilk önceliği de geçimi olarak görünüyor.

O yüzdendir ki, henüz seçim propaganda döneminin başlamamış olması sebebiyle esnaflarımız; parti-aday hakkındaki kendi ürettikleri fikir-dedikodular çerçevesindeki sıcak çaylı yuvarlak masa sohbetleri ile “mart ayı dert ayı dedirten” Mart’tan sonra gelecek zam ve vergi ödemeleri üzerinde yaptıkları sohbetler ile dükkânlarını siftahsız kapatmakla meşguller.

Kamanlı hemşerilerimiz ile Çarşı ve Sanayi esnaflarımızın şuanda seçim yarışına girmiş olan parti ve muhtar adaylarından da bekledikleri elbette var.

Seçim yarışı ciddi bir külfet ve masraf gerektirmekte.

Zaruri olan bu masrafları yaparken ilçemizde faaliyet gösteren işletmeleri tercih etmeyenler, şehir dışından ahbap-çavuş ilişkisi yürütmeye çalışanlar, üç-beş kuruşluk eşantiyona kendini pazarlayanlar, hasetlik ve çekememezlik yapanlar meydanlara çıkıp Kaman esnafından da oy istemesinler.

Herkes hesabını yapar ve en iyisini en ucuza almaya çalışır. Tabi ki doğrusu da budur. Ancak, Kaman’da kalıp, âşık olduğu Kaman’ın ayakta kalması için baba ocağını terk etmeyen, tüm zorluklara rağmen Kaman’da kalıp-kalmak zorunda olup ticaret yapmaya ve üretmeye çalışan esnaflarımızı horlamamalıyız.

Çünkü halkın ve dolayısıyla halkı yönetmeye talip olanlarında düğünü çalan da, cenazesini kaldıran da, oy verecek olan da bu esnaflarımızdır. Düğününüzü de cenazenizi de günde Kaman’ın nüfusu kadar müşteriye hitap eden büyük şirketler ile internette tüm ülkeye ürün pazarlayanlar ya da Ankara esnafı değil, özbeöz akrabanız, komşunuz ve arkadaşlarınız olan yani Kaman’ın esnafı, zanaatkârı ve tüccarıdır!

Şunun net bir şekilde bilinmesini isterim. Halkımız oy verirken üç-beş kuruşa halkını ve esnafını başkasına değişeni başına yönetici olarak seçmeyecektir. Küçük menfaatler için hemşerisini satan, eline imkân geçtiğinde neleri satmaz ki?

Naçizane bizde bu şekilde davranan ve menfaati için Kamanlıları başkasına tercih edenleri dilimizin döndüğü, gücümüzün yettiği kadar yazılı ve görsel basın ile sosyal medyanın gücünü kullanarak Kaman’da duymayan kalmayana kadar mücadele edeceğiz.

Tebrik ve temenni.

Medeni cesaret göstererek aday olan siyasi parti adayları ile muhtar adaylarımızı tebrik ediyor, seçim sürecinin kırmadan dökmeden sürdürmelerini ve 31 Mart’tan sonra da bir arada yaşayacağımızı hatırlatmak istiyorum.

Temennim ise seçim süresince iftira, karalama, belden aşağı vurma, çalışanları işleri ile tehdit etme, kazandıktan sonra koltuk paylaşma, kin tutma gibi aşağılık işlere meyil vermeyiniz ve çevrenizi saran her dönem görmeye alışık olduğumuz dalkavuk, yalama ve pazarlamacılara karşı da dikkatli olunuz. Bu tür gereksiz zevatları yanlarınızdan uzaklaştırınız!

Neticede halkımız her şeyi bilmekte ve zamanı gelince bunun hesabını da soracak feraset ve güçtedir. Unutulmamalıdır ki, kimsenin oyu kimsenin tekelinde değildir. İnsanlarımız artık partiye değil dürüst gördüğü ve benimsediği adaya oy vermektedir.

O yüzdendir ki, şair Nesimi’nin “Rızkı veren Hüda’dır kula minnet eylemem,” düsturuna inanan biri olarak şu âyet-i kerimeyi hatırlatmak istiyorum:

“Ey insanlar, Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın. Gökten ve yerden sizi rızıklandıran Allah’ın dışında bir başka Yaratıcı var mı? O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?” (Fatır Suresi, 3. Ayet)