Tarım arazilerini alıp satarken nelere dikkat etmek gerekir?

09.09.2020
2.407
A+
A-

Tarım arazilerini alıp satarken nelere dikkat etmek gerekir?

Köylerden kentlere göç, ilaç, gübre ve mazot giderleriyle, işçilik giderlerindeki yüksek miktardaki artışlar, kuraklık gibi nedenlerle tarım arazileri verimsizleşmekte,  tarım arazilerinden beklenen verim alınamamaktadır. Bu sebeplerle geçimini tarımdan sağlayan insanlar yetersiz geçim kaynağı haline gelen tarım arazilerini satarak başka geçim kaynaklarına yönelmektedirler. Yine, tarım arazilerinin miras sebebiyle bölünerek küçülmesi de bu arazilerin satış sebeplerinin başında yer almaktadır. Bu ve benzeri sebeplerle satılan tarım arazilerini tarım dışı büyük sermaye sahiplerinin aldığı ve diğer arazileri ile birleştirerek tarım yaptığı veya tekrar köylüye kiralayarak, toprağın ilk sahibi olan köylüyü kendi toprağında tarım işçisi olarak çalıştırmaya başladığı da sıklıkla görülmeye başlanmıştır.

Tarım arazilerinin özellikle miras yoluyla bölünerek küçülmesinin ve satılarak köylü çiftçinin elinden çıkmasının ya da ticari amaçlarla tarım dışındaki büyük sermaye sahiplerinin eline geçmesinin önlenmesi için tarım arazilerinin alınıp satılması 03.07.2005 tarihinde kabul edilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve bu kanuna göre çıkarılan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Uygulama Yönetmeliği ile disiplin altına alınmaya çalışılmıştır. Başka bir deyişle tarım arazilerinin alınıp satılmasında Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve bu kanuna göre çıkarılan yönetmelik hükümleri uygulanacaktır. 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 1. Maddesinde “Kanunun amacı; toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemektir.” Şeklinde açıklanmıştır. Kanunla ve yönetmelikle yapılan düzenlemeler uyulmadan yapılan alım satımlar hem satıcının hem de alıcının mağduriyetine neden olabilmektedir.

O halde, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve bu kanuna göre çıkarılan yönetmelikte dikkat edilmesi gereken hangi düzenlemeler vardır? Tarım arazilerini alıp satanlar, daha sonra mağdur olmamak için nelere dikkat etmelidirler? Şimdi bunları inceleyelim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Kaman Cevizi’ne Coğrafi İşaret Alınması

1.) Satılan tarım arazisine komşu sınırdaş arazi sahiplerinin şuf’a ( ön alım) hakları vardır. 5403 Sayılı Kanun’un Önalım hakkı başlıklı 8/i maddesinde: “Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir. Önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır.” Şeklinde bir düzenleme vardır.

Kanundaki bu düzenlemeden açıkça anlaşıldığı gibi, satılan tarım arazisine komşu olan sınırdaş arazi sahipleri, satış tarihinden itibaren 2 yıl içinde, her halükarda 5 yıl içinde alıcıya karşı dava açarak hem de tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden tarlayı, bağı, bahçeyi alıcının elinden alabilirler.

Tarım arazilerini alıp satanlar sonunda bu durumla karşılaştıklarında mağdur olmamak için kesinlikle tapuya arazinin gerçek değerini beyan ettikten sonra, komşu tarla, bağ, bahçe sahiplerine noterden gönderecekleri yazıyla bu araziyi satın aldıklarını da kesinlikle bildirmeleri gerekir. Komşu arazi sahipleri şuf’a hakkını kullandıklarında arazinin gerçek değerini değil de tapuda gösterilen değerini ödeyerek dava yoluyla araziyi alıcının elinden alacağı gözetilerek, mağdur olmamak için tapuda gerçek değerin gösterilmesi önemlidir.

Yine alıcın bu araziyi satın aldığını kesinlikle noterden göndereceği bir ihtarnameyle komşu taşınmaz sahiplerine bildirmesi gerekir.  Noterden gönderilecek bu ihtarname 2 yıllık sürenin başlatılması bakımından önemlidir. Noterden ihtarname gönderilmezse bu araziye yönelik ön alım  (şuf’a) hakkını kullanma süresinin 2 yıldan 5 yıla uzayacağı unutulmamalıdır.

2.) Eğer tarım arazisi sınırdaş taşınmaz sahiplerinden birine satılırsa diğer sınırdaş taşınmaz sahipleri ön alım (şuf’a) hakkını kullanamazlar.

3.) Taşınmaz sınırdaş taşınmaz sahiplerine satılmaz ve Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi maliki şuf’a hakkını kullanmak için dava açarsa sulh hukuk mahkemesince, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verilir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Yalaka, Dalkavuk ve Herbokolog

Haftaya, ölenin miras yoluyla mirasçılarına intikal eden tarımsal araziler ile yeter gelirli tarımsal arazilerin devri konusunu yazacağım.

Sağlıkla kalın

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.