İklim Krizinin Tarıma Etkileri

Bütün canlıların gıda tedarikinde en önemli unsur tarımsal üretimdir. Ülkemizde ve Dünyada son yıllarda etkisini göstermeye başlayan iklim değişikliği nedeniyle toprak ve su rejimleri değişime uğradığı gibi tarımsal üretimde de farklı sorunlar ortaya çıkmaktadır.

21.12.2022
910
A+
A-

Bütün canlıların gıda tedarikinde en önemli unsur tarımsal üretimdir. Ülkemizde ve Dünyada son yıllarda etkisini göstermeye başlayan iklim değişikliği nedeniyle toprak ve su rejimleri değişime uğradığı gibi tarımsal üretimde de farklı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu değişim ile birlikte kuraklıklar, kasırgalar, sıcak hava dalgaları, yangın ve seller gibi aşırı hava olayları daha yaygın olarak görülmektedir. İklim krizini önceden algılayarak üretimini buna göre şekillendiren ülkeler bu işten daha az zarar ile çıkacaktır. Dünyada bütün ülkeler bu konuda üreticilerini bilgilendirmek ve mücadele yöntemlerini anlatmak için gayret sarf etmektedirler. Ülkemizde de “Tarım ve Orman Bakanlığı” bilgilendirme ve mücadelede çalışmaları yapmaktadır. Akademisyenler araştırma yapmaktadır. Meteoroloji Genel Müdürlüğü dönem dönem kuraklık ve yağış durumu haritaları ile durumu gözler önüne sermektedir.

Bir bölgede gerçekleşen buharlaşmanın aynı bölgeye düşen yağış miktarından daha çok olmasına kuraklık denir. Kuraklık aslında normal ve tekrarlayan bir iklim olayıdır. Genelde yavaş gelişir ve uzun bir dönemi kapsar. İklim krizinde genel kural yağışlı yerlerin daha yağışlı, kurak yerlerin daha kurak olacağıdır. Küresel ısınmayla birlikte mevsimler değişmeye, sıcaklık, yağış, uç olaylar, hastalık ve zararlı etmenleri yayılışı, orman yangınları artmaya başladı. Bu süreç devam eder ise bitki ve hayvanların doğal yaşam alanları daralacak, yeraltı suyu rezervleri azalacak, yağış rejimi bozulacak ve kırsalda yaşayan insanlarda ekonomik bozulmalar görülecektir.

Temiz suya erişim çok önemlidir. Araştırmalar 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 40’ının temiz su sıkıntısı çekeceğini göstermektedir. İnsan vücudunun suya ihtiyacı olduğu gibi hayvansal ve bitkisel gıdaların üretimi için de suya ihtiyaç vardır. Bir dönüm alan üzerindeki otlar günde 6 ton su emer, 1 kilogram kırmızı et için 15 ton su kullanılır, 1 kilogram buğday yetiştirilmesi için 500 litre suya ihtiyaç vardır. Fasulye gelişim sürecinde 14 litre su kullanır. Dünyadaki döngünün işleyebilmesi için su gereklidir. Bir bölgede yeterli suya ulaşılamaması halinde ortaya çıkan kuraklık tüm canlıları ilgilendirir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Temsilcilerimiz karşı karşıya gelecek

Türkiye çölleşmeye doğru giden bir süreci yaşamaktadır. Ülkemizde son 100 yılda sulak alanların yarısı kayboldu. Birleşmiş Milletler 2020 raporuna göre Türkiye’nin temiz su kaynakları yüzde 45 oranında çekilme gösterdi. Bugün, su kaynaklarının yüzde 74’ü tarımda, yüzde 15’i evsel ve yüzde 11’i de sanayide kullanılmaktadır. Son 50 yılda kaybedilen 3 Van Gölü büyüklüğündeki sulak alan aslında konunun önemini göstermektedir. Ülkemizde 50-55 milyar metreküp su kontrol altındadır. Bu kaynağın 40-45 milyar metreküpü tarımda kullanılmaktadır. Yanlış sulama nedeniyle her yıl tarım sektöründe 25 milyar metreküp su boşa harcanmaktadır. Tarımda yüzde 90 oranında salma sulama yöntemi kullanılmaktadır. Ülkemizde tarımda ortalama su randımanı ise yüzde 43 dür. Bu nedenle suyun önemli bir kısmı toprağa sızmakta veya buharlaşarak uzaklaşmaktadır. Dolayısıyla şiddetini gittikçe artıran iklim krizine karışı suyu en etkin biçimde kullanmalıyız. İklim krizi ile ortaya çıkan olumsuzluklar geçimlerini topraktan sağlayan insanların yaşam koşullarını zorlaştırır iken, sonrasında gıda güvenliğini riske ederek tüm insanların sağlını etkileyecektir.

İklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkileri üretim ve ürün fiyatlarına da yansımaktadır. Küresel tahminler gelecekte tahıl üretiminin yüzde 20-30 azalacağı yönündedir. İklim krizine karşı tarımda önlemlerimizi almalıyız. Bunları şu ana başlıklar halinde toplayabiliriz: Suyun kullanımı mutlaka kontrol edilmeli, Tarımsal su kaynaklarının planlanması yapılmalı, Tarımda verimli sulama teknolojileri geliştirilmeli, Kuraklığa dayanıklı tohum çeşitleri geliştirilmeli, Tarımsal verimliliğin artırılması amacıyla küçük ölçekli tarım arazileri birleştirilmeli, Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılmalı, Toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik verimliliği korunmalı ve Doğal afetler öncesinde erken uyarı sistemleri devreye sokulmalıdır.

Kaman ilçemiz yüzde 90 tarım ile iştigal eden ve ekonomisi tarıma dayalı bir yapıya sahiptir. Bu anlamda iklim değişikliği bizim ana gelir kaynağımız olan arpa, buğday, nohut, sebze ve ceviz üretimimizi olumsuz yönde etkileyecektir. Son yıllarda üreticilerimiz bu konularda stres yaşamaktadırlar. İklim krizinin en fazla geçimini topraktan sağlayan insanların refah seviyesini etkileyeceği bilinciyle hareket edilmelidir. Bütün üreticilerimizin bu konuda bilgi sahibi olması, araştırmaları takip etmesi, sürdürülebilir tarımı uygulaması ve bunlara uygun önlem almaları, çocuklarımızın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Yollar ölüm tuzağı gibi
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

  1. Verdiğiniz detaylı bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim

  2. su sıralar araştırma yapıyordum bu makale ile karşılaşmam iyi oldu paylaşımdan ötürü teşekkür ederim

  3. akıllı saatler dedi ki:

    epeyce faydalı bir makale oldu benim için karşılaştığıma sevindim

  4. bilgi dedi ki:

    verdiğiniz detaylı bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim

  5. bilgiler dedi ki:

    düzenli olarak ziyaret ettiğim sitelerden biri ve yine faydalı bir makale olmuş sap olun

  6. kamu haberleri dedi ki:

    şu sıralar araştırma yapıyordum bu paylaşımla karşılaştığım iyi oldu sağ olun

  7. Bilgili Sözlük dedi ki:

    Detaylı bir içerik olmuş. Üstelik de akıcı. Teşekkürler

  8. Bu Kadar Bilgi dedi ki:

    Detaylı bir makale olmuş. Baştan sona okudum ve karşılaşmış olduğum için de mutluyum. Teşekkür ederim.