Çocuklarımız İkinci Dönem İçin Okula Giderken Büyükler Ne Yapmalı?

04.02.2020
576
A+
A-

Okullar eğitim öğretim yılının ikinci dönemi için açıldı.

Okullar eğitim öğretim yılının ikinci dönemi için açıldı. Yaklaşık on sekiz milyon öğrencinin okuduğu okullarda bir milyonun üzerinde öğretmen görev yapıyor. Öğrencinin işi de kolay değil, öğretmenin işi de…

Çünkü on sekiz milyon civarında öğrencinin de, bir milyonun üzerinde öğretmenin de her birinin farklı meşrebi var. Her birinin bakma ve görme düzeyi, anlama ve öğrenip-öğretme düzeyi, alışkanlıkları, tepkileri farklı. Her birinin hem mensubu oldukları aileden ve toplumdan yıllar içinde biriktirip getirdikleri davranışları var, hem de her birinin bilinçaltı farklı.

Bilinçaltı aslında her insan için önemli olan, fakat bastırılan, saklanan duyguların ve düşüncelerin kayıtlı olduğu veri bankasıdır.

Ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum. Ama yıllar önce okuduğum bir makalede şöyle diyordu: İnsanlar ne kadar çok okurlarsa okusunlar, onları alışkanlıkları ve bilinçaltları yönetir ve yönlendirir. Tabii ki eğitimlerinden ve edindikleri mesleki becerilerinden gelen davranışları da vardır. Yaşamlarının birçok anında eğitimlerinden ve mesleki becerilerinden yararlanırlar. Fakat insanların küçük ölçekli sosyal olaylarla, toplumsal ve siyasal olaylara bakışlarında ve onları değerlendirmelerinde genellikle küçük yaşlardan beri biriktirerek taşıdıkları alışkanlıklarının ve bilinçaltlarının çok etkili olduğu tespit edilmiştir.

Bu yüzden eğitim bilimciler, küçük bir çocuğun yaşadığı evde özellikle diğer aile bireylerinin kitap okumasını, evde orta ölçekli de olsa bir kitaplığın bulunmasını, çocuk bir şey sorduğunda cevabı biliniyor olsa bile; “Bu sorunun cevabını şu kitaplıktaki kitaplarımızdan araştıralım,” diyerek, kitaplar biraz karıştırıldıktan sonra verilmesini çok önemsiyorlar.

Böylelikle çocuğun bilinçaltının küçük yaşlardan itibaren ön yargılı ve peşin hükümlü olmamayı ve araştırıp düşünmeden cevap vermemeyi öğreneceğini; derslerini çalışırken de araştırarak öğrenmeyi seçeceğini söylüyorlar.

Gerçekten de, bilinçaltı dediğimiz şey yüzyıllardan beri üzerinde çalışılan çok önemli bir düşünce ve davranış deposudur. Söz yerindeyse insanın motor gücüdür.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Umut Fakirin Ekmeği mi?

Genellikle bilinçli olarak istediğimizle değil, bilinçaltında neye inanmışsak ona göre davranırız. Uykularımızda bile bilinçaltımız bizi esir alır. Rüyalarımızda okulumuzu henüz bitirmediğimizi, yeniden askerliğe çağrıldığımızı görmez miyiz?

Rüyanızda evinize hırsız girdiği zaman veya akşamın karanlığında evinize giderken saldırgan bir köpekle karşılaşıp avazınız çıktığı kadar bağırdığınız halde sesinizin çıkmadığı ve kan-ter içinde uyandığınız olmadı mı?

İşte tüm bunlar hayatımızın büyük bölümünde bilinçaltımızla birlikte olduğumuzu ve bilinçaltımızın çoğu zaman bizi yönlendirip yönettiğini gösterir. Bilinçaltımız, öğrenip unuttuğumuzu sandığımız şeylerin günün birinde önümüze düşüp bizi yönlendirip yönetmesidir.

Maksim Gorki’nin “Ne kadar az bilirsen, o kadar iyi uyursun” sözünün açıklamasını Jean-Paul Sartre şöyle yapıyor: “Uyursan gece biter, uyuyamazsan sen.”

Son değerlendirmeyi de Freud: “Çok uyumak kaçmaktır, uyuyamamaksa yakalanmak,” diyerek yapıyor.

Bu ve benzeri sebeplerle bilinçaltının doğru oluşması çok önemlidir. Bilinçaltı çok küçük yaşlardan itibaren oluşmaya başlar. Hatta ana rahmindeki hayatımızın bile bilinçaltının oluşmasında katkısı olduğu söylenir.

Çocuğun bilinçaltının küçük yaşlardan itibaren doğru olarak oluşması için, araştırarak öğrenmesi için, okulunda ve sosyal hayatında, iş hayatında başarılı olabilmesi için, büyüklerinin de doğru davranışlarda bulunması, çocukların önünde ışık olup yollarını aydınlatmaları gerekir.

Sağlıkla kalın.

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.