Atatürk ve Bağımsızlık

“Bağımsızlık Benim Karakterimdir.” / M. Kemal ATATÜRK (1921)

Atatürk İlkelerinin kaynağı bağımsızlıktır. Kurtuluş savaşı bir bağımsızlık savaşıdır. Bağımsızlık zor kazanılır. Çilelerle gözyaşlarıyla, kan ve emekle kazanılır.

Türk bağımsızlığı da zor kazanılmıştır. Bağımsızlık için dört alan savaşı verilmiştir. Bu savaşlarda onbinlerce şehit verilmiştir. (980 subay, 36239 er. Selek Anadolu İhtilalı 1)

Savaş alanı gerisinde halkımız büyük çileler çekmiştir. Evler erkeksiz kalmış tarlalar işlenmemiş, halk ot yemiştir. Savaş alanından köyler göçmüş, yollar kadınlarla çocuklarla dolmuştur. Yediden yetmişe tüm ulus bir yürek olmuş bağımsızlık için atmıştır.

Öyle bir kurtuluş savaşı verilmiştir ki, yurdun dört bir yanı düşman çizmeleriyle çiğnenmiş, ulus yorgun “tüm orduları dağıtılmış, tüm tersanelerine girilmiş”, tüm savaşın kaynaklarına beslenme ve yaşam kaynaklarına düşmanca el konulmuş ülke tam bir perişanlık, yoksulluk ve çaresizlik içinde. Hepsinden kötüsü saldırganlar hem acımasız hem de çok güçlü.

19 Mayıs 1919’da M. Kemal Samsun’a çıktıktan sonra Anadolu’nun dağ başlarını tekerlekleri çuvallarla doldurulmuş kırık dökük otomobiliyle aşarken “Ben bağımsız yaşayabilmek için bağımsız bir ulusun evladı olmalıydım” diyordu. (M. Kemal Atatürk’ten yazdıklarım, Afet İnan.)

O yetişti, direnme gücü, çarpışma gücü verdi. Savaştık, kurtulduk, yenilen düşman şehirleri, köyleri yakmış, yıkmış taş üstünde taş bırakmamıştır.

Bağımsızlığımızın temelinde şehitlerimiz, gözyaşlarımız, acılarımız, çilelerimiz yatıyor.

Adı üstünde Kurtuluş Savaşı kurtulmak için verilmiştir. Tüm sömürgeleri misakı milli sınırları dışına atan Kurtuluş Savaşı ustası değil, kurduğu yeni Türkiye’nin temeli sayan toplumda, eğitimde özel ve resmi tüm devlet yaşamında bilimi ve akılcılığı egemen kılan kuşkusuz Atatürk’tür

“Tam bağımsızlık bizim bu gün üzerimize aldığımız görevlerin temelidir. Bağımsızlık ve özgürlük ruhu taşımayan uluslar başka ulusların tutsağı olurlar…” derken. Birçok ulus bekledikleri bağımsızlık işaretini Atatürk ve Türk Ulusundan bulmuşlardır.

Atatürk bazılarının sandıkları gibi sadece siyasal bağımsızlıkçıda değildir. Ona göre “siyasal bağımsızlığı yaşatabilmek için ekonomik bağımsızlık kaçınılmaz koşuldur.”

Kurtuluş savaşının ardından gelen Atatürk devrimi bağımsızlığın ilk temeli ekonomik bağımsızlık sayılmıştır.

“Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun ekonomik zaferle taçlandırılmazsa husule gelen zaferler devamlı olamaz. Az zamanda söner. (1923 Atatürk’ün söylev demeçler, 2. S, 107)

 “… Türk tarihi incelensin bütün yükseliş ve çöküş sebeplerinin bir ekonomi meselesinden başka bir şey olmadığı anlaşılır… (1923 Atatürk söylev ve demeçleri, 2. S, 100)

Kapitülasyonlar, bir devleti mutlaka çökertir. Osmanlı Devleti ile Hindistan Türk ve İslam İmparatorlukları bunun en büyük delilidir.“ (1923 Atatürk’ün söylev ve demeçleri, 2. S, 97)

Türk ulusu bağımsızlığı yalnız başına kazanmıştır. Yalnız başına kazanılmayan bağımsızlık, koşullu bağımsızlıktır

 “Milletçe ekonomik yönde kuvvetli olarak geleceğin tehlikeli günlerine hazırlanmalıyız.” (1938 M. Kemal Atatürk’ten yazdıklarım, Afet İnan)

Geçen karanlık günler ve gelecek günleri Atatürk yolunda, Atatürk sevgisinde, Atatürk milliyetçiliğinde, Atatürk Türkçülüğünde aşıldı ve aşılacaktır.

Gücünü Atatürk’ten almayan hiç bir şey aşı tutmaz. Çünkü Atatürk ulusal tarihimizin ürünüdür.

…

Kaman’da Atatürk’ün Sesi

Şubat-Mart 1981, Sayı 2-3