Banka Kredi Borcunu Mirasçılardan İsteyebilir mi?

03.08.2022
884
A+
A-

Ölen kişi kredi çekerken hayat sigortası yaptırmışsa, sigorta poliçesi kapsamında kalan kredi alacağı için bankanın sigorta şirketi yerine mirasçılara başvurması kanuna aykırıdır.

Kredi borçlusunun ölmesi halinde kredi borçlusunun kalan kredi borcunu bankanın öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir.  Bunun için öncelikle ölen kişinin hayat sigortası yaptırması ve kalan kredi borcunu sigorta poliçesinin üst limitinin altına olması gerekir.

Ölen kişi kredi çekerken hayat sigortası yaptırmışsa, sigorta poliçesi kapsamında kalan kredi alacağı için bankanın sigorta şirketi yerine mirasçılara başvurması kanuna aykırıdır.

Ölen kişi kalp ya da kanser hastasıysa ve sigorta yaptırırken bu hastalığını sigorta şirketinden sakladıysa bile, sigorta şirketi ölenin kredi borcunu bankaya ödemekten kaçınamaz. Çünkü sigorta bankanın isteğiyle yaptırılmış ve poliçede dain (alacaklı) mürtehin (rehin) olarak banka gösterilmiştir. Yani poliçenin tarafları aslında banka ve sigorta şirketi olmakla birlikte, primleri kredi alan tarafından ödenmektedir.

Bu konuda Yargıtay’a intikal eden birçok mahkeme karı bulunmakta olup, konuyla ilgili Yargıtay3. Hukuk Dairesi 2021/2613 E, 2021 /5519 K, 26.05.2021 tarihli kararı özetle şöyledir: “Sigorta poliçelerinin, davacı banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Tüketici kredisi sözleşmesinde ve tüm sigorta poliçelerinin üzerinde kredi veren bankanın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, davacı banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Davalıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırmıştır. Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde; tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketidir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi, lehtar konumunda olduğundan bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya diyabet hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkânı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık oluşturur.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Mehmet Atılgan: “Gece Gökkuşağını Bekleyen Çocuk”

O halde, ölenin kredi borçları nedeniyle bankanın kredi borçlarını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekirken, sigorta şirketine başvurmadan ölenin mirasçılarına karşı icra takibi yapması ya da dava açması kanuna aykırıdır.

Bu nedenle, tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dâhilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları ( halefleri ) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir. Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Bu nedenle banka alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir.

Hal böyle olunca, mahkemece; davacı banka tarafından tüm hukuki yollar tüketilmeden mirasçılara karşı takip başlatılmasının, dürüstlük kuralına uygun düşmediği gözetilerek, vaktinden evvel açıldığı anlaşılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.