Nefret Söylemleri Sahibini Yiyor
Nefret insanın ve toplumun tüm enerjisini yiyip bitiren beyin kiridir. Nefret etmek, karşısındakinden duyduğu korkuyu yenememek duygusudur. Korktuğuyla yüzleşmemek, ondan kaçmak isteğidir. Fakat karşısındakinden kaçtığı belli olmaması için görünüre direnme eylemi olarak yansıtır.
Nefret eden insan, sorunlardan kaçar, çözüm üretemez, fakat kendisini güçlü göstermeye çalışır. Christophe Andre diyor ki: “Nefret edenler kendilerini kötü hissetmeye o kadar alışmışlardır ki, kendilerini iyi hissedeceklerini hayal bile etmezler; bu nedenle de iyileşmeyi arzulamazlar.”
Onlar için dünyada herkes ve her şey kötüdür. Onlara göre, kendilerinden başka hiç kimse hiçbir meseleye çözüm üretemez. Kibirleri tavan yapmıştır.
Siyasette de hiçbir şey üretemezler. Hatta yüz yıldır kendi teşkilatlarında yetişen adamlarla halkın karşısına çıkarak iktidara talip olduklarını bile söyleyemezler; başka siyasi hareketlerde yetişenleri devşirip onları belediye başkanı, milletvekili yaparak iktidar olma yolunu tercih ederler. Başka siyasi partilerde biraz sivrilmiş olanları ayartıp, onlara parti kurdurduktan sonra, kurdurdukları o partilerle ittifak yaparak sahne almaya çok heveslidirler.
Bu ruh halinde olanlar sadece yaşadıkları ülkedeki milli değerlerle uğraşmazlar. Komşu kardeş devletlerdeki milli değerler, var olma kavgası, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi verenler de nefret ettiklerinin arasında yer alır. Kıbrıs Türkü’nün izzet ve şeref mücadelesinin ruhu olan Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatına dil uzatan, Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatından nefret eden kafayla aynı kafadadırlar. Bu sebeple Kıbrıs Türkü’nün direnişinin ve var olma mücadelesinin sembolü olan Türk Mukavemet Teşkilatına dil uzatanları, EOKA gibi Türk düşmanı yabancı örgütlerle aynı dili kullananları vitrinlerinde tutar ve ekran yüzü yaparlar.
Bu günlerde kerameti kendinden menkul bazı insanların, çeşitli bahanelerle nefret söylemini yaygınlaştırmaya çalıştıkları, çeşitli idari kararlara karşı halkı itaatsizliğe teşvik ederek siyasi prim yapmayı planladıkları görülmektedir.
Nikola Tesla, “Nefretinizi elektriğe dönüştürebilirseniz, tüm dünyayı aydınlatabilirsiniz,” diyor. O halde bu günlerde nefretiniz bir işe yarasın. Tükettiğiniz elektriğin bedelini ödemek istemiyorsanız, Nikola Tesla’nın dediğini yapın. Nefretinizi elektriğe dönüştürerek kendi elektriğinizi kendiniz üretin. Belki o zaman halkınız için bir şey yapmış olursunuz.
