Felsefi Derinlik

Bizim halkımızın bir kısmı felsefe yapmaya çok meraklıdır. Ha bre oturdukları yerde kendilerince yanlışı değiştirmeye, kötüyü iyileştirmeye, eğriyi doğrultmaya, hükümetleri istifa ettirip yerlerine yenilerini kurmaya yönelik plan proje üretirler. Felsefi yaratıcılıkları güçlü ve derinlikleri fazla olan bu insanların genellikle iyi-kötü her şeye muhalif oldukları çok sık görülür.

Dünya ile entegre olmuş bir devlet nasıl yönetilir? Devlet içerideki ve dışarıdaki ekonomik, siyasi ve sosyal olaylarla nasıl ilgilenir? Halkın huzur ve güveninin önündeki engeller nasıl kaldırılır? Milletin bekası için neler yapmak gerekir? Bu konulara hiç kafa yormazlar. Felsefi derinlikleri sebebiyle her şeye muhalif oldukları için, iktidardaki gittiğinde tüm sorunların biteceğini, her şeyin çok güzel olacağını düşünürler. Fakat emin olun ki, istedikleri iktidar değişikliği gerçekleşse, çok geçmeden yeni iktidara da muhalif olurlar.

Felsefe yapmak, oturduğu yerden ahkâm kesmek, hiçbir emek harcamadan muhalefet etmek kolaydır.

Zor olan şey, cesaret isteyen iş, devletin ve idaresinin yanında durup, gerekirse her şeyden fedakârlık yaparak milletin bekasına sahip çıkmaktır.

Muhatabınız kim olursa olsun, eğer muhatabınızda kusur görmek isterseniz, görürsünüz. Muhatabınızı sevmemek için sebep ararsanız bulursunuz. Hırgür çıkartmaya, kavga etmeye niyetiniz varsa yaparsınız. Kısaca geçinmeye gönlünüz yoksa, sebep bulmanız kolaydır.

Bazı insanlar, kendilerine kol kanat geren, eğitim almalarını sağlayan, meslek sahibi olup ekmeklerini kazanmalarında en büyük katkıda bulunan, çocuklarının ve neslinin de eğitimli ve meslek sahibi olmalarına sebep olan, onlar için canını veren ve halen de aynı duyguları taşıyan arkadaşlarını büyük (!) felsefi derinliklere sahip olduğunu sandıkları projeler için terk edebilirler. Bu bir kuşun yağmur yağarken sığınacak yer araması gibi bir şeydir. Oysa kolayı seçerek felsefe yapmak yerine, zoru seçip mücadele etseler, bulutların üzerine çıkıp yağmurdan korunmanın da mümkün olduğunu görecekler.

Böyle felsefi derinliğe sahip olanlardan, zor olanı değil kolay olanı seçenlerden tanıdıklarımız var; kendilerine göre de muhalifler. Aman bir konuşurlar, mangalda kül kalmaz. Sorarız kendilerine, bu kadar üflediniz; kime ve neye faydanız oldu? Kimin bir işinin ucundan tuttunuz? Hangi yaraya merhem oldunuz?

Dedik ya, felsefe yapmak, otururken radyoya telefon edip gurbetteki akrabaya türkü yollamak, cep telefonun klavyesinden oraya buraya laf yetiştirmek kolaydır. Zor olan bir işin ucundan tutmaktır. Fedakârlık yapmaktır. Bir garibe iş ve aş bulmaktır, derdine derman olabilmek için çaba sarf etmektir.

Oscar Wilde diyor ki; “İşin aslı şu: Bilinmeye değer şeyler dışında, herkes her şeyi öğrenmek konusunda doymak bilmez bir meraka sahiptir.”

Fakat devlet felsefeyle yönetilmez. Devlet gerektiğinde risk alır. Ama her şey öyle orta yerde konuşulmaz. Bu sebeple bazı arkadaşlara sükûnet tavsiye ederim.

Taş yerinde ağırdır.