Sağlığımız için özen gösteriyor muyuz?

Bir kurban bayramını daha mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşadık. Bu vesileyle salgının bittiği, birbirimizle çekinmeden kucaklaşabildiğimiz sonraki bayramlarda birlikte olmayı diliyorum.

Bazı insanların gerek kendisini gerekse başkalarını bu salgından korumak için duyarsız davranmaları yüzünden virüs salgını maalesef hız kesmeden yayılmaya devam ediyor. Hatta bu salgın, bazı insanların ölümüne de sebep oluyor. Sağlık Bakanı bu işin şakasının olmadığını, dikkatli olunması gerektiğini ve korunma için azami çabanın sarf edilmesi gerektiğini sık sık tekrar etse de, bazı insanların “buralarda virüs mirüs yok. Merak etmeyin” mantığıyla özensiz davranmaları toplumun telafi edilmesi çok güç hatta imkânsız çok büyük salgın riskiyle karşılaşmasına neden olacak boyutlara ulaşmış durumda.

Her birimiz sadece kendi sağlığımızdan değil yaşadığımız toplumdaki diğer insanların sağlığından da sorumluyuz. Bu sebeple gönül bağlarımızın yakınlığından taviz vermesek de fiziksel yakınlıktan kaçınmalı ve sosyal mesafe de denilen fiziksel mesafeyi korumaya dikkat etmeliyiz. Bunu yanında hapşırıp tıksırma halinde de ağzımız ve burnumuzdan çıkan damlacıklar vasıtasıyla bulaşma ihtimali çok yüksek olan virüsten hem kendimizi hem de yakınlarımız başta olmak üzere diğer insanları korumak için sokakta ve kapalı alanlarda mutlaka maske takmalıyız ve elimizle dış yüzüne dokunmaktan kaçınmamız gereken maskelerimizi sık sık değiştirmeliyiz.

Tıp doktoru değilim. Fakat bu yazıyı yazarken araştırdığıma göre, kendisi de bir canlı olan corona virüsünün dış yüzeyinin yumurta dış yüzeyi gibi kemiksi bir kabukla kaplı olduğunu, bu yönüyle bakterilerden farklı olduğunu ve corona virüsünün kabuğunu kıracak iki şeyin kolonya ya da dezenfektan ile sabun olduğunu öğrendim.

Bu sebeple, virüsün dış yüzeyindeki kemiksi kabuk kırılmadan kullanılacak (antibiyotikler dâhil) hiç bir ilacın virüsü etkisiz hale getiremediğini öğrendim. Yani bu virüsün dışındaki kemiksi kabuğu kırarak bu kabuğun içindeki virüsü etkisiz hale getirecek hiç bir ilaç henüz mevcut değil. Bu sebeple sık sık ellerimizi kolonyaladığımızda elimize bulaşmış olabilecek virüsün dışındaki kemiksi kabuğun kırılmasını sağlamış olacağız.

Daha sonra bulduğumuz ilk fırsatta da ellerimizi sabunla yıkayarak kolonya ile kemiksi kabuğunu kırmak suretiyle etkisiz hale getirdiğimiz virüsün ellerimizde kalan ve artık etkisiz halde olan kırıntılarını temizlemiş olacağız.

Kanuni Sultan Süleyman’ın  “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi,” sözleri, sağlıklı olarak alınan bir nefesi devlet olmaya eş değer gören çok önemli sözlerdir.

Bu söz varken başka söze ihtiyaç olmadığını düşünüyorum ve sağlıkla kalın diyorum.